Sevgili çocuklar, anne-babalarınızın sözünü dinlemezseniz başına neler gelebilir? Anne-babanın sözünü dinlemek neden çok önemlidir? Yaramaz tavşan Popu’nun hikâyesini dinleyerek bunu birlikte öğrenmeye ne dersiniz? İşte yaramaz tavşan Popu ve annesinin sözünü dinlemediği için başına gelenler…
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ormanın içerisinden akan güzel mi güzel mavi mi mavi bir nehir varmış. Bu nehir kenarında birçok hayvan yaşıyormuş: sincaplar, kuzular, tavşanlar, kediler, köpekler ve daha neler neler… Bir de bu nehirde diğer bütün hayvanlardan daha büyük olan ve bu yüzden diğerlerinin korkarak yanına pek yaklaşmadığı su aygırları yaşarmış. Hayvanların hepsi kendi halinde mutlu-mesut yaşar, gidermiş.
Bu nehrin kenarında yaşayan tavşan ailesinin en küçük ve en yaramaz üyesi olan tavşan Popu, sıcaktan bunaldığı bir gün etraftaki diğer hayvanları izlemeye başlamış. Su aygırlarının nehir içerisinde ne kadar neşeli bir şekilde oynadıklarını gören tavşan Popu, ‘bu sıcak havada nehirde oldukları için ne kadar da şanslılar’ diye geçirmiş içinden. Yaramaz Popu su aygırlarının neşeli kahkahalarını duydukça daha fazla dayanamamış ve soluğu annesinin yanında almış:
Popu: ‘Anne, ben nehirde oynayan su aygırları ile birlikte oynamak istiyorum’ demiş.
Annesi yavrusuna doğru dönmüş:
Anne tavşan: ‘Popu, onlar çok büyük hayvanlar, ya farkında olmadan seni görmezler ve ezerlerse ne olacak? Hem sen yüzme de bilmiyorsun’ demiş.
Popu suratı asık bir şekilde ayrılmış annesinin yanından. Ama aklı hala nehirin içinde neşe ile oynayan su aygırlarına katılma fikrindeymiş. Annesinin izin vermediğinin farkındaymış ve normalde onun sözünden çıkmazmış. Ama bir kereden ne olabilirmiş ki?
Yaramaz tavşan Popu, annesinin işlere daldığı bir süreyi kendisine fırsat bilmiş. Kimsenin onu takip etmediğini görünce hoplaya zıplaya nehrin kenarına doğru yol almaya başlamış. Popu yaptığı bu hareketin tehlikeli olduğunun farkındaymış ama bir yandan da heyecanla nehrin içine girip yeni arkadaşları ile oynamak istiyormuş.
Nehrin kenarına varan Popu, önce su aygırlarını izlemeye başlamış. Daha sonra tüm cesaretini toplayarak nehrin içine doğru yürümek istemiş. İçinden bir ses yaptığının tehlikeli ve yanlış bir hareket olduğunu söylese de Popu kendisinin de yüzebileceğini düşünüp topladığı cesareti sayesinde nehrin içine girivermiş!
Nehir Popu’nun sandığından daha büyük ve daha derinmiş. Bir anda çırpınmaya başlayan Popu, nehrin içinde çok küçük kaldığını anlamış ama artık her şey için çok geçmiş. Kurtulmaya çalışsa da yüzme bilmediği için elinden hiçbir şey gelmiyormuş.
O sırada anne tavşan yavrusunun kayıp olduğunu fark etmiş. Evin her bir köşesini, bahçeyi, ormanı didik didik etse de Popu’yu bir türlü bulamamış. En sonunda aklına Popu’nun nehri ne kadar çok sevdiği gelmiş ve hemen nehire doğru koşmaya başlamış.
Popu o sırada nehirde ne yapacağını bilemez halde çırpınıp duruyormuş. Onu gören yavru su aygırlarından birisi tavşanın zor durumda olduğunu anlamış ve hemen ona yardım etmek için yanına koşmuş. Bir çırpıda tavşan Popu’yu sırtına bindirmiş ve nehirden kurtarmış.
O sırada nehrin kenarına gelen anne tavşan, yavru su aygırının sırtında Popu’yu görünce çok telaşlanmış:
-‘Popu, yavrum ne oldu sana?’
Popu annesinin sesini duyunca su aygırının sırtından zıpladığı gibi annesine sarılmış. Annesi yavrusunun ne kadar korktuğunu görünce ona kızmamış, önce biraz sakinleşmesini beklemiş.
Popu yaptığı yaramazlığı annesine anlatarak annesinden çok ama çok özür dilemiş. Bir daha asla sözünden çıkmayacağına dair söz de vermiş. Annesi de Popu’nun yaptığının ne kadar yanlış bir hareket olduğunu bir kez daha söyleyerek Popu’yu uyarmış.
Anne tavşan ve Popu, Popu’nun hayatını kurtaran yavru su aygırına çok teşekkür etmişler. Popu ve yavru su aygırı bu olaydan sonra tanışıp çok iyi arkadaş olmuşlar. O günden sonra nehrin kenarında buluşup sürekli oyun oynamışlar.
Gökten üç elma düşmüş, üçü de söz dinleyen çocukların olmuş.
7 Yorumlar