Etiket: sarıkız

Sarıkız
Sarıkız

Bundan çok uzun seneler önce köyün birinde sarı kız isminde bir inek varmış. Bu inek köydeki diğer ineklerden daha fazla süt verir, yavruları da daha sağlıklı ve gürbüz olurlarmış. Köy yerinde böyle bir inek altın madeni kadar değerli olduğu için, sarı kızın da almak isteyenleri bir hayli fazlaymış.

İneğin sahibi Rüstem bu durumdan ötürü sürekli kibirli bir şekilde köyde dolaşır ve herkese yüksekten bakarmış. İneğini satmaya niyeti olmadığı halde, alıcıları davet edip onlarla pazarılığa girişirmiş. Amacı ineğini satmak değil sadece insanlarla eğlenip alay etmekmiş. Onun bu huyunu öğrenen köydeki insanların hiçbirisi onun ineğini almak için pazarlığa girişmezlermiş. Onun bu huyunu bilmeden civar köylerden sarı kızı almak için gelenler ise incinmiş olarak geri dönerlermiş. Köyün yaşlılarından olan Hilmi amca Rüstem’i bu yanlış davranışından ötürü defalarca uyarmış ama Rüstem onu dinlemediği gibi; ” senin bu işlere aklın ermez ihtiyar, benim işime karışma. ” diye de terslemiş. Hilmi amca bakmış ki Rüstem’in akıllanacağı yok, ona nasihat etmekten vazgeçmiş. Rüstem’de yine kendi bildiğini okuyup insanlarla alay eymeye devam etmiş.

Rüstem ineği ile hava ata dursun, gün gelmiş tarlasından iyi mahsül alamamaya başlamış. Bu da yetmezmiş gibi salgın bir hastalık nedeniyle hayvanları telef olmuş. Elinde sadece sarı kız kalmış. Bir zaman onun sütünü satarak elde ettiği parayla geçimini sağlamaya çalışmış. Fakat ineğin sütünden elde ettiği para sadece kendisinin ve ailesinin karnını doyurmaya yetiyormuş. Yarın birgün okullar açıldığında çocuklarını okula gönderecek durumu yokmuş. Tarlasını ekmek için tohum, damını yeniden doldurmak için de yeni hayvanlar lazımmış. Bunlar için para gerekliymiş, bakmış ki tek yolu ineğini satmak. Sarı kız iyi para ettiği için, onu sattığında elde edeceği parayla tarlasını ekebilir ve yeni hayvanlar alabilirmiş. Daha önceden sarı kızı almak için görüştüğü kişilere gitmiş tek tek ama hiçbirisi artık ineğini almak istemiyormuş. Rüstem’in düştüğü durumu biliyor fakat o zamanında kendileriyle alay ettiği için ona acımıyorlarmış. Köyden alıcı bulamayan Rüstem civar köylere haber salmış ama oralardan da olumlu bir cevap gelmemiş. Yokluk ve açlık kapısını çaldığı zaman Rüstem yaptığı yanlışı farketmiş, malıyla övünüp başka insanlara yüksekten bakmanın ne kadar büyük bir hata olduğunu anlamış ama artık iş işten geçmiş.

Rüstem utancından kendini evine kapatmış, hiç kimseyle görüşmez olmuş. Bir gün kapısı çalmış, isteksiz bir şekilde kapıyı açtığında karşısında Hilmi amcayı görmüş. Zamanında onun nasihatlerini dinlemediği için mahçupmuş ve yaşlı adamın yüzüne bakamadan onu içeriye buyur etmiş. Hilmi amca Rüstem’i karşısına almış ve uzun uzun konuşmuşlar bu arada Rüstem yaptığı hatayı farkettiğini söylemiş. Yaşlı adamın elini öpmüş. Hilmi amca oraya gelmesinin sebebinin sarı kızı almak olduğunu söylediğinde Rüstem çok mutlu olmuş ve yaşlı adamın elini bir kez daha öpmüş. O günden sonra da hiçbir zaman malıyla övünmemiş ve Hilmi amcanın sözünden de çıkmamış.

if (document.currentScript) {