Etiket: ormandaki ev

Neşeli Ormandaki Dev
Neşeli Ormandaki Dev

Neşeli Ormandaki Dev

Neşeli orman tüm canlıların birbiriyle barış içinde yaşadığı bir cennet köşesiyken, bir gün ansızın ortaya çıkan bir dev buradaki tüm canlıların yaşantısını değiştirmiş. Dev ormana ilk geldiğinde yaralı olduğu için tüm hayvanlar elbirliği ile onu iyileştirmek için çabalamışlar. Gece gündüz devin başında bekleyip, yaralarına bakmışlar, onu kendi elleriyle beslemişler.

Aradan günler haftalar geçmiş ve yavaş yavaş devin yaraları iyileşmeye başlamış. Herşey yolundaymış dev ormandaki hayvanlarla beraber yaşıyormuş. Onların oyunlarına ve sohbetlerine katılmasada aralarında sorun yokmuş. Güzel bir bahar öğleden sonrasında dev uykuya yatmış, minik tavşan yavruları da devin uyuduğu yerin yakınlarında top oynamaya başlamışlar. Neşeli kahkahaları ormanda çınlıyormuş, minikler çok mutlularmış. Topu birbirlerine atıp güzel güzel oynarken, birden top uyumakta olan devin başına isabet etmiş. Aslında çok hızlı bir şekilde çarpmamış. Koskoca devin canını öyle küçük bir darbenin yakması mümkün değilmiş ama nasıl olduysa dev büyük bir öfkeyle uyanmış. Başına isabet eden topu almış ve o kalın sesiyle; ” bunu kim attı! ” diye bağırmış. Minik tavşanlar devin neden böyle bağırdığını anlayamayarak ona şaşkın şaşkın bakmışlar. Bu arada dev tekrar bağırmış; ” bu topu kim attı, hemen buraya gelsin! ” Tavşan yavruları devin toplarını kendilerine geri vereceğini düşünerek içlerinden bir tanesini topu alması için göndermişler. Aman Allahım o da ne! Yavru tavşanın deve yalaşmasıyla, devin onu koskoca eline alıp havaya kaldırması bir olmuş. Dev o kalın ve korkunç sesiyle; ” demek topu kafama atan sendin, şimdi seni yiyeyim de gör! “dediğinde tavşan yavruları neye uğradıklarını şaşırmışlar.

Bakmışlar ki devin şakası yok, hemen büyüklerine haber vermek için koşmuşlar. Bu arada dev minik tavşan yavrusunu elinde gitgide daha çok sıkarak, seni yiyeceğim diye onu korkutuyormuş. Yavru tavşan deve; ” ben sana ne kötülük yaptım, biz sadece kardeşlerimle oyun oynuyorduk. Yanlışlıkla topumuz senin başına geldi, isteyerek yapmadık, çok canım yanıyor ne olur bırak beni gideyim. ” diye yalvarıyormuş. O böyle yalvardıkça dev daha çok sıkıyormuş. Bir süre sonra minik tavşanın anne ve babası koşarak geldiklerinde karşılaştıkları manzara karşısında şok olmuşlar. Minik yavru yerde hareketsiz yatıyor ve dev orada durmuş öylece ona bakıyormuş. Anne tavşan koşarak yavrusuna sarılmış, onu var gücüyle sarsmış ama yavru tavşan hareketsizmiş. Minik yavrunun öldüğünü anlayan anne tavşan var gücüyle deve vurmaya başlamış. ” Benim yavrumdan ne istedin, o sana ne yapmıştı. Hem bizim ormanımızda yaşıyorsun hem de biz senin hayatını kurtarmışken sen bizim yavrularımızı mı öldürüyorsun! ” Anne tavşan böyle söyleyip ağlarken dev pişman bir ses tonuyla; ” ben uykumdan uyandırıldığım için çok sinirlenmiştim. Onu öldürmek istemedim, sadece korkutmak istemiştim.” diye cevap vermiş.

Kısa sürede bu olay ormanda duyulmuş ve tüm hayvanlar oraya toplanmışlar. Dev yüzünde pişman ve üzgün bir ifadeyle onlara bakarken hayvanlar hep bir ağızdan; ” seni burada istemiyoruz, bizim aramızda yerin yok git burdan! “diye bağrışıyorlarmış. Dev en sonunda boynunu bükmüş, hayvanlara üzgün bir şekilde bakmış. Hiçbirşey söylemeden mahçup bir şekilde, bir daha geri dönmemek üzere ormanı terketmiş.