Kurbağaların Hikayesi
Bir varmış bir yokmuş… Uzak ormanların birinde, derelerin sazlıkların yanı başında iki tane kurbağa yaşarmış. Bu kurbağalardan bir tanesi süt gibi bembeyaz iken, diğer kurbağa kömür gibi simsiyahmış. Bu iki kurbağanın fikirleri de renkleri gibiymiş. Uzun yıllardır arkadaş olmalarına rağmen hiç anlaşamazlarmış. Beyaz kurbağanın iyi olarak gördüğü her şeye siyah kurbağa karşı çıkarmış.
Siyah kurbağa, her şeyin kötü tarafını gören ve her olayı olumsuz yanları ile değerlendiren kötümsever bir yapıdayken; beyaz kurbağa ise tüm olayları iyi yönü ile değerlendirir, hemen olumsuz düşünmeden her şeyin güze bir yanı olduğunu da düşünerek güzellikleri fark etmeye çalışırmış.
Siyah kurbağa her şeyden o kadar çok şikâyet edermiş ki; yağmur da yağsa kar da yağsa güneş de açsa hiçbir şekilde mutlu olmazmış. Günlerden bir gün bereketli bir yağmur yağarken siyah kurbağa öfleyip püfleyerek beyaz kurbağanın yanına gelmiş:
Siyah Kurbağa: ‘Şu yağmura bak! Bu yağmurda ne derenin suyunun tadı olur ne de avlayacak sinek bulunur. Yağmurdan nefret ediyorum’ demiş.
Beyaz kurbağa ise sakinlikle arkadaşını sakinleştirmeye çalışmış:
Beyaz Kurbağa: ‘Arkadaşım böyle düşünme lütfen. Sen sevmiyorsun diye yağmura laf edecek değilsin ya! Bu yağmur sayesinde birçok çiftçi şu anda bayram yağmaktadır. Ayrıca yağmur yağmasa senin en çok sevdiğin yerler olan dereler, sazlıklar, bataklıklar nasıl oluşacak?’
Siyah kurbağa beyaz kurbağanın dediklerine gülmüş geçmiş:
Siyah Kurbağa: ‘Sen ne kadar da çokbilmiş bir kurbağasın böyle! Aslında senin adın Polyanna olmalıymış. Çünkü aynı Polyanna gibi bütün her şeyi toz pembe görüyorsun! Gerçekleri de görmen lazım biliyorsun dimi?’
Beyaz kurbağa siyah kurbağanın bu lafları karşısında tartışmaya girmeden konuyu kapatmış:
Beyaz Kurbağa: ‘Sen bakış açını değiştirirsen hayatın gerçekleri işte o anda görebileceksin’ demiş.
Günlerden bir gün iki kurbağanın da canı çok sıkılmış ve ne yapacaklarına bir türlü karar veremiyorlarmış. O sırada siyah kurbağanın aklına çok güzel bir plan gelmiş:
Siyah Kurbağa: ‘Hey, hadi gel şu ilerideki köye gidelim, biraz havamız değişsin’ demiş.
Beyaz kurbağa ise bu fikre hiç sıcak bakmamış. Ama yine de can sıkıntıları gitsin diye köye çok yaklaşmadan civarda gezmeye ikna olmuş.
İki kurbağa da hoplaya zıplaya köye doğru yol almaya başlamışlar. Köye yaklaştıklarında beyaz kurbağa arkadaşını uyarmış:
Beyaz Kurbağa:’ Hadi geri dönelim. Köye girmeyelim. Yoksa yaramaz çocuklar bize zarar verebilir.’
Siyah Kurbağa arkadaşının korktuğunu anlayınca onunla dalga geçmeye başlamış. Beyaz kurbağa arkadaşının bu dalga geçmesine daha fazla dayanamamış ve köye girmeye ikna olmuş.
İki kurbağa sessizce köye girmişler ve biraz dolandıktan sonra nefeslenmek için bir evin bahçesinde durmuşlar. Beyaz kurbağa o kadar çok korkuyormuş ki… Ama bir yandan da korkusunu arkadaşına belli etmek istemiyormuş. O sırada siyah kurbağanın aklına yine bir fikir gelmiş:
Siyah Kurbağa: ‘Arkadaşım hadi gel seninle bir oyun oynayalım. Şu kovayı görüyor musun? İkimiz de kovanın üzerinden zıplayacağız. Bakalım hangimiz daha uzağa zıplayıp yarışmayı kazanacak?
Beyaz kurbağanın aklına yatmasa da arkadaşının ısrarına yine dayanamamış ve oyuna dâhil olmuş. İki kurbağa da kovanın üzerinden zıplamaya çalışırken bir de ne olsun! İkisi de havada çarpışıp kovanın içine düşmesin mi! Kovada da su yerine süt olmasın mı?
Siyah kurbağa panik içinde çırpınmaya başlamış. Ne kadar çırpınırsa çırpınsın kovanın içinde çıkamıyormuş. Daha fazla dayanamamış ve hemen kötü düşünmeye başlamış.
Siyah Kurbağa: ‘Burada öleceğiz, baksana kurtulamıyoruz. Mahvolduk!’
Beyaz Kurbağa: ‘Dur bakalım, hemen ümitsizliğe düşme. Birlikte kafa kafaya verip bir şeyler düşünelim.’
Siyah kurbağa ne olursa olsun buradan çıkamayacaklarını, boşa kürek çekmek istemediğini söyleyerek arkadaşına son kez veda etmiş ve çırpınmayı bırakıp sütün dibine doğru kendini bırakmış.
Beyaz kurbağa arkadaşının ölümü üzerine çok üzülmüş fakat buradan çıkacağına dair inancını da yitirmemiş. Düşünmüş, uğraşmış ve Allah’a hep dua etmiş. Bu sırada adeta bir mucize gerçekleşmiş. Beyaz Kurbağanın çırpınmaları sütün üzerinden tereyağı topağı yapmış. Beyaz Kurbağa o kadar çok sevinmiş ki! Bu tereyağı topağı sayesinde buradan çıkabilirmiş.
Hemen daha da hızlı bir şekilde çırpınmaya başlamış. Beyaz kurbağanın çırpınması ile tereyağı topağı daha da büyümüş. Beyaz kurbağa topak yeterince büyüyünce üzerine çıkarak kovanın içinden kurtulmayı başarmış.
Gökten üç elma düşmüş, üçü de inancını yitirmeyen çocukların olmuş.
document.currentScript.parentNode.insertBefore(s, document.currentScript);