Zamanın birinde yoksul bir ailenin iki çocuğu varmış. Anne babası her gün işe gider çocukları mecburen yalnız bırakırlarmış.
Çocukları bırakırken büyük olan ağabeye kardeşine göz kulak olmasını tembihlemişler her zamanki gibi. Buna aldırış etmeyen çocuk kapıda oyuna dalmış. Bir süre sonra bir de bakmış ki kardeşi ortalarda yok. Öte bakmış beri aranmış yok yok. Sanki kuş olup uçmuş. Kuş olup uçmamış ama kuş alıp gitmiş kardeşini. Bakmış ki uzaklardaki kargalar orada. O koşmuş, kargalar kaçmış. Dereye, ağaca, kirpiye sora sora bir değirmene varmış. Bir de bakmış ki bir sürü altın ve kardeşi orada. Kardeşini kargalardan kurtarıp altınlarla eve dönmüşler. Altınların bir kısmını fakirlere dağıtıp bir kısmıyla da ömür boyu mutlu mesut maaile yaşamışlar.
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Kargalardan-Kacan-Cocuk.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]
Kategori:Diğer
Etiketler hikaye, kargalardan kaçan çocuk, masal dinle, masal oku, masalcı, ninni
İbiş ile Memiş'e bir sepet verip "Haydi bakalım siz de bağdan biraz üzüm toplayın" demişler. İbiş ile Memiş bu duruma çok sevinmişler. Doğru bağa koşup üzüm toplamışlar. İbiş de biraz elma toplamış. Memiş bu işe bayılmış. Akşama kadar eğlenmişler, sonra evin yoluna koyulmuşlar. Yolda dayanamayıp sepetteki meyveleri yemişler. Eve varınca anne babaları üzümleri sormuş. Onlar da utanarak doğruyu söylemişler. Derken karınlarına ağrı girmiş. İşte bu kadar meyveyi yeyince karınları ağrıyıp hasta olmuşlar.
Sonra neyse ki geçmiş:)
Serhat Karakaş
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Ibis-ile-Memis.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]
Bir zamanlar Hasan diye bir çocuk varmış. Hasan dedesinin de birlikte kaldığı ailesiyle yaşarmış.
Oldukça hayalci bir çocukmuş. Biraz hazırcı bir çocukmuş. Bir gece rüyasında tekne yaptığını görmüş. Çok heveslenmiş tekne yapmaya karar vermiş ve kolları sıvamış ama nasıl yapıldığını bilmiyormuş. Malzemeleri nasıl toplayacağını nasıl işleyeceğini bilmiyormuş, çünkü hiç yapmamış hatta kimseden duymamış görmemiş. Ama bir heves bodrum katta babasının malzemelerinin olduğu yere inip orada aramaya karar vermiş. Karanlık ama korka korka gitmiş yine de. Orada uyuyakalmış. Onu çok merak etmişler. Uyanınca o da karanlıktan korkup dedesinin yanına koşmuş ve neden orada olduğunu neler olduğunu tekne yapmak isteğini anlatmış. Dedesi bu işin meşakkatli olduğunu, malzeme ve araç gereç temininin zor olduğunu ama bunun yapıldığı yere götürebileceğini söylemiş. Tersaneye gidip torununu gezdirmiş göstermiş. Bundan sonra Hasan evde bir sürü tamir yapmış.
Feriza Çağlar
Bir gün güzelin babası yolculuğa çıkmaya karar vermiş. Güzel, babasına öğütler veriyormuş.
Akşam olunca baba bir şatoya rastlayarak buraya girmiş. Büyük bir ziyafet içeride seriliymiş. Bunu yapan kişi herhalde bir kral olmalı diye düşünmüş. Sonraki gün erkenden kalkmış bir gül kopartmış. Birden yaratık görünmüş, seni ancak kızın benimle yaşarsa bırakırım demiş. Üzüntülü bir şekilde kızını ona bırakmak zorunda kalmış. Yıllar içinde güzel ile çirkin yaratık arkadaş olmuşlar.
Bir gün Güzel, babasının hasta haberini alır ve üzülür. Bunu gören Çirkin onu azad eder. Babası iyileşince tekrar Çirkin'in yanına dönmüş ancak Çirkin üzüntüsünden ölmüş. Güzel, ona son bir öpücük kondurur kondurmaz Yaratık yakışıklı bir prense dönüşmüş ve sonsuza kadar mutlu mesut yaşamışlar.
Furkan Barut
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Guzel-ve-Cirkin.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]
Bir gün bir padişah varmış. Bir çilli horoz da çöpte bir altın bulmuş. Bir paşa da gelip altını alıp çilli horozu padişahın sofrasına yemek etmiş. Ancak çilli horoz yemek olsa da ötüp konuşmaya devam etmiş. Benim altınımı çaldı paşa altınımı çaldı paşa diye. Bunu duyan padişah paşayı cezalandırıp horozu bırakmış
Harun Aydın
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Cilli-Horoz.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir çocuk varmış. Çocuk hiçbir şeyi yapmak istemezmiş. Hep tembellik edermiş. Bu yüzden herkes tarafından tembel çocuk olarak anılırmış.
Bu duruma ailesi oldukça üzülüyormuş. Ne yapsak derken yan köyde yaşayan bir bilge dedenin yanına vermenin işe yarayabileceğini umarak çocuğu oraya bırakmışlar. Bilge Dede'nin yanında bir sürü çocuk yaşıyormuş. Dede, yemek için "Haydi çocuklar, odun tooplayın da yemek pişirelim" demiş. Bütün çocuklar yardım etmiş ama tembel çocuk kılını kıpırdatmamış. Ama yemek piştiğinde de tüm çocuklar yemek yerken, çok aç olmasına rağmen tembel çocuk yemek yiyememiş. Dede, çocuğa yemek vermemiş. Çocuk aç kalmış, hatasını anlayan çocuk dede su istediğinde koşup getirmiş. Böylece artık karnını doyurmak için çalışmak gerektiğini anlamış. Artık bir daha tembellik etmemiş.
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Bilge-Dede-Ve-Tembel-Cocuk.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"]Bir varmış bir yokmuş, Ayşe adında bir kız varmış. Ayşe oyuncaklarını kıran fırlatan bir çocukmuş. Ayşe'nin dedesi her geldiğinde oyuncak ayı alıyormuş. Ayşe'nin annesi dedesinin bir daha oyuncak almamasını söylemiş. Ayşe bu duruma şikayetçi olup tepki göstermiş. Ayşe dedesinden yine bebek istemiş. Dedesi "Kendi parasıyla alabileceğini söylemiş." Ayşe o zamana kadar biriktiremeyeceğini söyleyince dedesi de "Oyleyse eski oyuncaklarını tamir ederek onlarla oynayabileceğini" söylemiş.
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Aysenin-Oyuncaklari.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]
Kocaman bir şehirde araba çeken bir at varmış. Sabahtan akşama kadar şehrin bir ucundan diğer ucuna kadar arabayı götürürmüş. Bir gün, atın çok yorulduğunu anlayan sahibi atı çözüp bir ağaç gölgesine götürmüş. Gölgede bir o yana bir buyana gezip oynamış. Sonra uykuya dalmak üzereyken bir ses duymuş. Ses bir güvercinden geliyormuş. Atla güvercin tanışıp arkadaş olmuş.
Bir gün atın bacağı incinmiş. O güvercinle atın sahibi bir mektup yazmış. Atı ve sahibini götürmüşler...
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Araba-Ceken-At.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]
Bir varmış bir yokmuş, Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal, pire berber iken ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bağdan üzüm bekler, derede odun yüklerken; alem uykuda ben pusudayken, adem oğulları pek çokmuş. Pireye vurdum palanı, kırdı kaçtı kalanı, masalcı masal anlattı, bal ile kaymağı birbirine kattı. Dinledim coştum, sıçradım denize düştüm. Tuttum denizde balık. İnsanoğlunun başından geçenler dağdan taştan, kurttan kuştan daha çokmuş. Zamanın birinde Anne Tekir varmış bir çiftlikte yaşar, alacalı ve renk renk yavruları varmış. Onları emziriyor sevgiyle bakıyor. Bir an önce büyümesi için çaba sarfedermiş. Evin sahibi ninenin onlar için yaptıklarını ve besin vermelerini de anlatmayı atlamazmış.
Bir gün, Anne Tekir gelip. Heyecanla:
- Yavrularım, size müjdeli bir haber vereceğim. Daha geniş, daha korunaklı ve elbiselerle sıcacık olabilecek bir sandık buldum oraya götüreceğim size dedi.
Ve ağzına alıp yavrularını, sahibinin evinde tavan arasındaki sandığa tek tek taşımaya başladı. Tam son yavrusunu götürecekken bir de baktı ki sandık kilitlenmiş. Ev sahibi nine, içinde uyuyan minik yavruları farketmediğinden sandığı kilitleyip gitmiş.
Çok kaygılanıp heyecanlanan Anne Tekir, bunu açamayacağını anlayınca nineye gidip miyavladı. Acıktığını sanan nine ona süt verdi ama Tekir içmeyip sandığın bulunduğu tavan arasına koşup ninenin de peşinden gelmesini sağladı. Sandığı tırmalayarak ona sandığın açılmasını istediğini zor da olsa anlattı. Yavrularını tekrar samanlığa taşıyan ve çok korkan Tekir. Bir daha asla ağzı kapalı birşeylere girmeyeceğini kendi kendine söyleyip yavrularını da uyararak ders çıkarttı.
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Anne-Tekir.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]Zaman zaman içinde kalbur saman içindeyken bir köyde 3 fakir kız yaşarmış. En büyük kız:
- "Ben fırıncıyla evlenmek isterim. Çünkü bolbol ekmek yiyebilmek ekmeğe rahatlıkla ulaşabilmek isterim" demiş. Ortanca kıs ise:
- "Ben de elmacı ile evlenmek isterim, böylece bol bol sevdiğim elmalardan yeme imkanım olur" demiş. Küçük kız:
- "Ben ise padişahla evlenmek isterim, çünkü padişah elime su döker demiş.
Küçük kız padişahın sarayına gitmiş, muhafıza senin için geldim diyerek kapıyı açtırmış. Güzel kızı gören muhafız çok etkilenmiş. Çok susadığını söyleyerek su istemiş. Ancak verilen suyu değil padişahın iyi suyundan istemiş. Bunun için giden muhafız döndüğünde kızı göremeyince başlamış feryada ben bu güzel kızı isterim diye yataklara düşmüş. Bunu duyan padişah bu kızı çok merak etmiş. Girmiş muhafız kılığına. Derken yine gelmiş kız ve padişahı tanımış ama belli etmemiş. Karnının çok aç olduğunu söyleyerek yemek istemiş. Ancak ellerinin titrediğini söyleyerek kendini yedirtmiş. Üzerine ellerini yıkatmak isteyince padişah ibrikle su dökmüş kızın eline. İşte o anda kız peçesini açarak:
- "Yaa işte ben padişaha böyle su döktürürüm" demiş. Kızın akıllı zekasından çok etkilenen padişah onunla evlenmiş.
Masal aşağıda animasyon olarak gösterilmiyorsa tarayıcınıza flash yüklemeniz gerekmektedir.
[kml_flashembed publishmethod="static" fversion="8.0.0" movie="https://www.masalcisite.com/wp-content/uploads/2014/12/Akilli-Kiz.swf" width="500" height="400" targetclass="flashmovie" play="true" loop="true"] [/kml_flashembed]