Aslan Kral
Ormanların kralı aslan, tüm hayvanları korkutup, tüm işlerini ona yaptırıyormuş. Avını hayvanlara avlattırıp, önüne kadar getirtiyormuş. Diğer hayvanlar açken, o tok uyuyormuş. Kendinden habersiz kuş uçurtuyormuş. Oysa aslanın yaşlı babası ihtiyar aslan, hiç öyle değilmiş. Kendisi çok yaşlandığı ve çok hastaladığından ormanın düzenini sağlaması için tahtını oğlu genç aslana bırakmış. Oğlu düzeni sağlayacağına, işleyen düzeni iyice bozmuş. Hayvanların hepsi bu durumdan şikayetçi oldukları halde, hiçbiri ihtiyar aslana oğlundan olan şikayetlerini söyleyememişler. Hayvanlar günün birinde toplanmış ve aslanı kimin şikayet edeceği konusunda tartışmaya başlamış. Küçük sincap atlamış: – Kaplan aslanın avını sen avlarsın. Sende güçlü bir hayvansın, onu sen şikayet et. Sana hiçbirşey yapamaz, sen olmazsan aç kalır. Kaplan öfkelenmiş: – Güçlüyüm elbet fakat o ormanların kralı, ona kafa tutamam. Bundan korkarım. Zürafa söz almış: – Aslanın korumasını ayı yapar. Ayı istifa ederse aslan korkar hepimizden. Ayı çok kızar: – Ben istifa edersem o beni avlar. Ben daha çok gencim. Fare bıkkınlıkla: – Tamam, tamam. Görünürde hepiniz çok güçlüsünüz ancak hiçbirinizin benim kadar yüreği yok, ben gider şikayet ederim. Fare şarkılar söyleye söyleye gitmiş ihtiyar aslana. Önünde saygıyla eğilmiş ve başlamış konuşmaya: – Bilirsin ihtiyar aslan, tüm hayvanlar seni çok sever ancak oğlun için aynısını söyleyemeyeceğim. O bize eziyet eder, kralım diyerek tüm işini bize gördürür. Derdimize çare bul. Aslan kükrer, oğlu genç aslan koşarak gelir. Tüm hayvanlar aleminin ondan şikayetçi olduğunu, bu nedenle tahtı ondan geri aldığını söyler. Bu olay genç aslana iyi bir ders olur ve o günden sonra herkese sevgi ile yaklaşır. Hayvanlarda sonsuza denk mutlu mesut yaşarlar.