Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis gibi kokuyordu. Çiçek tarlasının üzerinde arı vız vız diyerek neşeli neşeli uçuyordu. Havada o kadar güzel süzülüyordu ki papatya onu hayranlıkla izledi. Uçmaktan yorulan arı papatyanın yanındaki ağaç dalına kondu. Papatya, arı ile konuşmak istedi ve arıya seslendi:
– ‘Arı kardeş ne kadar güzel uçuyorsun! Oysa benim kanatlarım yok ve ben senin gibi dünyadaki güzellikleri göremiyorum. Sadece etrafımdaki çiçekleri görüyorum. Bir gün beni de alıp gezdirebilir misin?’ dedi.
Arı papatyaya kibirli gözlerle baktı ve:
– ‘Ben seni nasıl taşıyayım? Seni alıp asla taşıyamam, çabucak yorulurum. Hem ne yapacaksın dünyadaki güzellikleri görerek?’ dedi ve papatyayı götürmek istemedi. Papatyayı başından atan arı hızlıca uçarak gözden kayboldu.
Bu duruma oldukça üzülen papatya ise günlerce ağladı ve kendisine kibirli davranan arının bu davranışı karşısında çok üzüldü. Aslında arı onu alıp beş dakika bile olsa gezdirebilirdi. Fakat arı kibirli davranarak onu küçümsemeyi tercih etti.
Aradan aylar geçti ve havalar yavaş yavaş soğudu. Ağaçlar yaprak dökmeye ve çiçekler solmaya başladı. Fakat papatya yapraklarını halen dökmemişti.
Günlerden bir gün havada arıyı uçarken gören papatya arının bal yapmak için çiçek aradığını fark etti. Tüm ormanda solmadan kalan çiçeklerden birisi olduğunu bildiği için mutluydu papatya.
Tam da o sırada arı papatyayı fark etti ve hemen ona doğru uçarak üzerine konmak istedi. Ancak papatya arının çiçeklerine konmasına izin vermedi. Bu duruma oldukça şaşıran arı papatyaya seslendi:
– ‘Hey papatya kardeş, neden çiçeklerine konmama izin vermiyorsun? Bal yapmam gerek.’ dedi.
Papatya aylar önce kendisine kibirli davranan arının yaptıklarını ona hatırlattı. Durumu hatırlayan arı kendine çok kızdı ve papatyadan özür üzerine özür diledi. Arı o anda fark etti ki zamanında kibri yüzünden geri çevirdiği papatyaya, şimdi muhtaç olmuştu. Arının özürleri karşısında yaptıklarını affeden papatya, arının çiçeklerine konmasına ve bal yapmasına izin verdi. Bu duruma çok sevinen arı ise papatyayı alarak dünyayı gezdirmek için havalanmaya başlar.
Bu masal da burada son bulur.