Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal pireler berber iken, ben dayımın beşiğinde tıngır mıngır sallanır iken, çok uzak diyarlarda bir yerlerde Zeynep adında yaşlı bir yaşarmış. Bu Zeynep nineyi insanla pek sevmez imiş. Zeynep nine aslında iyi kalpli biri imiş fakat bir huyu varmış. Bu huyu da çevresindeki insanları rahatsız ediyormuş. Bizim bu Zeynep nine çok cimriymiş. Evine aldığı eşyaları ya da erzakları, çöp olmadıkları halinde hiç değiştirmez, ya da atmazmış. Hatta bir şey satın alacağı zaman kırk defa düşünür, gerçekten çok lazımsa alır, kendi bahçesinde yetiştirebileceği şeyleri ise asla pazardan ya da manavdan almazmış. Parasını bozduracak, parası eksilecek diye ödü patlarmış. E hal durum böyle olunca komşuları da Zeynep nineyle pek anlaşamazlarmış. Ama Zeynep ninenin kimseye bir zararı ya da kötülüğü olmazmış.
Günün birinde gökyüzü günlük güneşlik iken, birden kara kara bulutlar kaplamış her tarafı. Zeynep nine de bahçesinde soğan ekiyormuş. Kara kara bulutları gören Zeynep nine hemen soğan ekmeyi bitirmiş, evine girmiş. Bu sırada henüz farkında olmadığı küçük bir misafiri daha varmış. Bu küçük misafirin adı Popu imiş. Popu bir sümüklü böcekmiş. Popu Zeynep ninenin bahçesinde gizlice yaşarmış. Zeynep nine daha önce Popu’yu fark etmemiş. Yağmurun yağacağını anlayan popu hemen Zeynep ninenin evine girmiş ve bir tahta çanağın içine saklanmış.
Olan bitenden habersiz bir şekilde yemek hazırlıyormuş Zeynep nine. Yemeğini hazırlamış, sıra tabağa koymaya gelmiş. Masanın üzerinde duran tahta çanağı almak için uzanmış, bir ne görsün tabağın içinde ufacık bir böcek duruyormuş! Zeynep nine böceğin sümüklü böcek olduğunu anlamamış.
‘’ Zavallı yavrucak, ah zavallı yavrucak, vah zavallı yavrucak. Yağmurdan üşütmüş burunları akıyor ‘’ diye düşünmüş. Zeynep nine hemen Popu’yu tahta çanağının içinden almış. Tahta çanağı yıkamış. Popu’yu da sobasının yanına koymuş ısınsın diye. Sonra gidip hemen bahçesinden ot koparmış ve Popu’ya vermiş. Popu da afiyetle yemiş.
Günler geçmiş Zeynep nine hala Popu’yu yanından ayırmıyormuş. E bilirsiniz Zeynep ninenin huyunu. Asla bir şey atmazmış. Ama günler geçiyor, Popu dışarı çıkmak istiyor, arkadaşlarını özlüyormuş. Evde durmaktan bir hayli sıkılıyormuş. Zeynep nine Popu’nun sıkıldığını fark etmiş ve ne yapsam da bu yavruyu mutlu etsem diye düşünürken aklına bir fikir gelmiş ve doğruca ormana koşmuş. Ormandan bir sümüklü böcek bulmuş ve Popu’nun yanına getirmiş. Popu yeni arkadaşıyla oynamaya başlamış. Ama günler geçmiş yine sıkılmaya başlamış. Bunu fark eden Zeynep nine yine ormana gitmiş yine böcek bulmuş getirmiş. Zeynep nine gele gide gele gide, böcek toplaya toplaya evindeki sümüklü böceklerin sayısı 20 tane olmuş. Zeynep nine en sonunda bu böcekleri dışarı çıkarmaya başlamış. Dışarıya çıktıkça bir de bakmış ki sümüklü böcekler kendi aralarında yarış yapmaya başlamışlar. Bunu gören Zeynep nine hemen komşularına haber vermiş. Zeynep nine her gün sümüklü böceklerini dışarı çıkarıyor, tüm köylü de gelip bu sümüklü böceklerin yarışlarını izliyormuş. Zamanla başka köylerden insanlarda gelmeye başlamış bu yarışı izlemeye. Sümüklü böcek Popu artık çok eğleniyor, hiç canı sıkılmıyormuş. Mutluluğu her halinden belli oluyormuş. Ayrıca çoğu yarışı da Popu kazanıyormuş. Popu artık sahibine iyice alışmaya başlamış. Zeynep nine de Popu ve arkadaşlarını hiç yanından ayırmamış. Köylülerin de Zeynep nineyi sevmeye başladıklarını gören Popu çok mutlu olmuş.
15 Yorumlar