Prenses Lila ile Terzi Masalı
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken kaf dağının ardında güzelliğiyle nam salmış bir prenses varmış. Prenses Lilayı babası Atom çok severmiş. Onu hiç kimseyle paylaşmak istemezmiş. Bu nedenle onun şato bahçesinden dışarı çıkmasına izin vermezmiş. Babası onu çok sevdiğinden böyle yaptığını söylerken, prenses çok üzülürmüş. Günlerden bir gün babası prensesi ziyaret ettiğinde; Prenses: – Ben dışarı çıkmak istiyorum. Büyüdüm ben baba ama hiçbir yer görmedim. Tek hayatım bu şato. Ne bir dostum var, ne de arkadaşım. Kral – Güzeller güzeli kızım. Sen bu diyarın en güzelisin. Ben seni çok sevdiğimden kimselere göstermek istemiyorum. Prenses – Böyle sevgi olmaz baba. Ben çok mutsuzum. Kral bu sözün üstüne söz söyleyememiş. Dayanamayıp kızının dışarı çıkmasına izin vermiş. Ancak tek şartı varmış, yardımcılarından biri ile gidecekmiş. Prenses buna rağmen çok sevinmiş, babasının boynuna atlayarak, onu öpücüklere boğmuş. Ve yardımcısı ile birlikte dışarı çıkmış. Çok mutluymuş. Birkaç elbise diktirmek için bir terziye girmiş. Terzi çok kibar bir delikanlıymış, yakışıklıymış da. Genç kız görür görmez bu delikanlıya aşık olmuş. Hergün gelip gitmeye başlamış. Birgün delikanlı prenses için gelinlik dikmiş, bir kutuya koymuş ve eve gidince bu kutuyu açmasını söylemiş. Prenses gelinliği gördüğünde çok mutlu olmuş. Koşmuş babasına olan biteni anlatmış, gelinliği göstermiş. Prensesin tahmininin aksine babası çok kızmış, gelinliği paramparça etmiş. Prensesden haber çıkmayınca delikanlı, şatoya gitmiş, kralı görmek istemiş. Kral onu ne kadar kovsada şatonun kapısından gitmemiş. Kızının aşkından solduğunu gören baba dayanamayıp, gelinlik diktirmiş kızına hediye etmiş ve evlenmelerine izin vermiş. Kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Ayrıca kralın sandığı gibi de olmamış. Kız terziyide kralıda sevebilmiş ve sonsuza denk mutlu mesut yaşamışlar.} else {
Yorum Yok