Ninnilerin Merdanesi

Ninnilerin Merdanesi

Isparta yöresinin ninnisini Mircan Kaya yorumuyla dinleyin.

Bir kız bebeğe yazılmış bu ninni çok zarif söz ve anlamlara sahip...

NİNNİLERİN MERDANESİ NİNNİ
ANNESİNİN BİR TANESİ
MİNİ MİNİ KIZIM NİNNİ
BENİM GÜZEL YAVRUM NİNNİ

NİNNİ DESEM NİHAL OLUR NİNNİ
AÇAR GÜLLER BAHAR OLUR
KIZIM UYUMAZSA NE HAL OLUR
ADI GÜZEL YAVRUM NİNNİ

NİNNİLERİN BENİ YAKAR NİNNİ
AĞZIN BAL DUDAĞIN ŞEKER
YAVRUM MİSLER GİBİ KOKAR
BENİM GÜZEL YAVRUM NİNNİ

[lyte id="tQ0pHycKg5g" /]

‘NİNNİLERİN MERDANESİ, ANNESİNİN BİR TANESİ’ MASALI

 

Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer top oynarken eski hamam içinde. Horozlar tellal iken, pireler ise hamal iken. Ben ise anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Anam düşmez mi beşikten, babam düşmez mi eşikten! Biri kaptı maşayı, ben dolandım dört köşeyi… Dolana dolana durdum, bir küçük köy buldum. Var bu köyde bir anne ile bir kız, şimdi kulak verin de dinleyin, ne der size bu kız?

Eski zamanların birinde, uzak mı uzak ülkenin birinde küçük bir köy varmış. Köyün çıkışında ise neredeyse yıkılmak üzere olan çok eski bir ev varmış. Evde genç bir kadın yaşar, genç kadın küçük kızı ile bu yıkık dökük evde yaşar gidermiş.

Genç kadın, hem çalışmak hem de minik kızına bakmak zorundaymış. Gün içerisinde sabahtan akşama kadar tarlada çalışıp eline geçen üç kuruş para ile evinin ihtiyaçlarını ve kızının mamasını alırmış. Bu kadar zorluğa rağmen genç kadın asla isyan etmez, her zaman şükretmesini bilirmiş. Elindekiler ile mutlu olmayı bilen genç kadının ne fazla parada ne de büyük bir evde gözü varmış. Onun tek istediği minik kızına güzel ve iyi bir yuva vermekmiş. Bu yüzden tüm sıkıntılara rağmen genç kadının evinde neşe ve huzur hiç eksik olmaz, genç kadın hiçbir zaman evin içinde asık surat ile dolaşmazmış. Güzel kızına birbirinden güzel şarkılar ve ninniler söyler, onunla en güzel oyunları oynarmış.

Günlerden bir gün genç kadın akşam evine gelip de kızına yemeğini yedirdiğinde onu kucağına almış. Kızının güzel yüzüne, iri gözlerine ve kıvırcık saçlarına bakmış. Kızı o kadar güzelmiş ki adeta ay parçası imiş. Genç kadın içinden dua etmeye başlamış:

Genç Kadın: ‘Rabbim, sen güzel kızımın bahtını da güzel eyle. Sen bize yardım et.’

Genç kadın kızının kendisine gülümsemesi ile adeta yaşam enerjisi ile dolmuş tekrardan. Şu zor hayatta genç kadını hayatta tutan tek şey minik kızının gülümsemesi ve mutluluğuymuş. Genç kadın kızının sıcacık gülümsemesi ile güzel bir ninni söylemeye başlamış:

‘Ninnilerin merdanesi ninni

Annesinin bir tanesi

Mini mini kızım ninni

Benim güzel yavrum ninni

Ninni desem nihal olur ninni

Açar güller bahar olur

Kızım uyumazsa ne hal olur

Adı güzel yavrum ninni

Ninnilerin beni yakar ninni

Ağzın bal dudağın şeker

Yavrum misler gibi kokar

Benim güzel yavrum ninni’

 

Genç kadın söyledikçe minik kız annesinin kucağında uyuklamaya başlamış. Minik gözlerini kapatan güzel kız, en güvendiği yerde, annesinin kucağında derin bir uykuya dalmış.

Genç kadın bir süre sonra kızını beşiğine yatırmış ve ev işlerini yapmaya koyulmuş. O sırada çalan kapı ile irkilmiş. ‘Gecenin bu saatinde genç bir kadının evine gelen kim olabilir ki?’ diye düşünmüş içinden. Korku ile karışık bir duygu ile yaklaşmış kapıya. Kapının yanındaki camdan bakmış ki yaşlı bir kadın kapıda. Hemen açmış:

Genç Kadın: ‘Buyur nineciğim, kime bakmıştın?’

Yaşlı nine çaresizce genç kadına bakmış:

Yaşlı Nine: ‘Genç kızım, çok açım. Çaresizce çaldım kapını, kusuruma bakma.’

Genç kadın yaşlı ninenin haline çok üzülmüş. Evinde tek bir ekmek varmış kendisine ayırdığı. Bir an düşünmüş ve sonra o ekmeği yaşlı nineye vermeye karar vermiş. Kendisi bir gece aç kalsa da olurmuş ama yaşlı ninenin aç kalmasına dayanamazmış.

Genç kadın yaşlı nineye ekmeğini vermiş. Yaşlı nine o kadar mutlu olmuş ki, genç kadına uzun uzun dualar etmiş. Geldiği gibi bir anda yok olmuş gitmiş kapının önünden. Genç kadın yaşlı ninenin birden kaybolmasına çok şaşırmış. Ne olduğunu anlayamadan arkasını bir dönmüş ki bir de ne görsün! Evinin içinde eski olan ne varsa yenisi ile değişmiş, evi sanki o ev değil, bambaşka bir ev haline gelmiş. Ortada kocaman bir masa, üzerinde bir tek kuş sütü eksikmiş! Genç kadın ne olduğunu anlayamadan kapının önüne gelen iyilik perisinin sesi ile irkilmiş:

İyilik perisi: ‘Senin kalbinin güzelliği yüzüne yansımış. Sen az önce yaşlı nineye son ekmeğini verdin ya, o iyiliğin karşılığını kat ve kat kazandın. Artık rahat yaşayabilirsin. Bu masa sihirli bir masadır. Ne yersen ye, yenisi hemen üzerine koyulacaktır:’

Genç kadın o geceden sonra minik kızı ile birlikte rahat bir yaşam sürmüş. O gece yaptığı iyiliği ise hiçbir zaman unutmamış. Elinden geldiğinde yardım etmeye ve iyilik yapmaya devam etmiş.

Yorum Bırakınız