Kral Mask ve Halkı
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Develer tellal iken pireler berber iken… Kaf dağının ardında, zamanın olmadığı; güneşin hiç batmadığı, insanların uyumadığı, uyumaya ihtiyaç duymadığı bir ülkede… Herkes tüm gün çalışırmış… İşi ne ise en iyisini yapmaya çalışırmış. Çöpçü, sokakları öyle güzel süpürürmüş ki dünyanın en iyi çöpçüsü olmayı başarmış. Terzi öyle çok kıyafet dikermiş ki herkes o terziyi arar olmuş. Kral ülkeyi öyle güzel yönetirmiş ki, ülke insanları huzur ve güven içinde yaşarlarmış.
Bu durumu ise bir cadı kıskanmış, kendi ülkesinde hiçbirşey bu ülkedeki gibi değilmiş. Kendi ülkesindeki insanlar mutsuz, huzursuzmuş. Sokaklar çok pismiş, yemek yapan kimse yokmuş, kıyafet diken de kimse yokmuş. Herkes kendi işini görüyor, başkasına faydası olmuyormuş. Çok kıskanmış, bu duruma bir son vermek istemiş ve bir büyü yapmış. Hazırladığı iksiri bir sütün içerisine katmış ve kralın minik oğlu Mask’a içirmiş. Minik bebek herşeyden habersizmiş. Cadı o meşhur kahkahasını patlatmış. Cadının kahkahası ile ülkede deniz, dağ, yer, gök yerinden oynamış.
Minik bebek Mask büyüdüğünde o ülkedeki herkesten farklı bir karaktere sahip olmuş. O huzurlu ortam, Mask’ın babasının tahtına geçmesi ile bozulmuş. Mask herkese eziyet, işkence etmeye başlamış. Mask’ın bu eziyetlerinden dolayı, ülke halkı eski alışkanlıklarını yitirmiş. Ülkenin menfaatlerini değil, sade kendi menfaatlerini düşünmeye başlamış.
Hastalanan baba kral bu duruma çok üzülüyormuş. Bir gün durumun sebebini öğrenmek için bir yaverini görevlendirmiş, ülke halkının içine girmesini sağlamış. Ülke halkı ile muhabbet eden yaver anlamış ki, tüm bu durumun sebebi kral Maskmış. Eski kral, Mask’ın babasına gidip durumu anlatan yaver, Krala şöyle demiş:
– Kralım, siz halka çok anlayışlı davrandınız. Onların menfaatlerini korudunuz, onları incitmediniz, onlarda size bunun karşılığını verdiler. Ancak oğlunuz Mask, sizin gibi değil. O halka eziyet ve işkenceler ediyor. Halk buna çok kızmış ve bu nedenle artık ülkenin değil kendi menfaatlerini düşünüyorlar.
Kral, bu duydukları karşısında çok üzülmüş. Sebebini öğrenmek istemiş, ancak oğlu Mask’tan öğrenemiyormuş. Bunun yardımını bir kahinden almaya karar vermiş. Kahini çağırmış, durumu bir bir anlatmış. Kahin: “çözeceğim kralım” demiş. Ve kahin araştırmalara koyulmuş. Kahinin araştırmaları sonucu bu durumda cadının parmağı olduğu ortaya çıkmış. Cadının içirdiği sütten Mask’a bir kez daha içirilmiş ve Mask kendi karakterine dönmüş, babası gibi anlayışlı bir kral olmuş. Hem kendi mutlu olmuş, hem de halkı. Güneşin batmadığı bu ülkede, herkes sonsuza dek mutlu mesut yaşamış.
Yorum Yok