Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, siz deyin yıllar ben diyeyim asırlar zaman önce, develer tellal, pireler berber iken, çok ama çok uzak bir yerlerde küçük bir kız çocuğu varmış. Annesi ona bir gün kırmızı bir pelerin almış. O günden sonra herkes bu küçük kıza ‘kırmızı başlıklı kız’ demiş.
Kırmızı başlıklı kız bir gün evinin önünde oynarken annesi seslenmiş;
-‘’ Büyükannen hala hasta. Bu hazırladığım sepeti alıp ona götürebilir misin güzel kızım? ’’
Kırmızı başlıklı kız hemen cevap vermiş;
-‘’ Götürürüm anneciğim ‘’
Kırmızı başlıklı kız sepeti annesinden alırken annesi özellikle tembihlemiş;
-‘’ Sakın Tavşan Ormanı’ndaki yoldan çıkma kızım !’’
Kırmızı başlıklı kız annesinin uyarısını dikkate alarak yola koyulmuş. Yolda hoplaya zıplaya, şarkılar söyleye söyleye giderken birden karşına büyük bir kurt çıkmış. Kurt;
-‘’ Nereye böyle küçük kız? ‘’ diye sormuş. Kırmızı başlıklı kız da cevap vermiş:
-‘’ Elimdeki yiyecek sepetini büyükanneme götürüyorum. Tavşan yolunun sonundaki ilk ev büyük annemin evi, ben de oraya gidiyorum. Bu arada adım küçük kız değil, kırmızı başlıklı kız.’’ Demiş.
Bunun üzerine kurt hemen bir kurnazlık düşünmüş ve şöyle demiş;
‘’ Özür dilerim kırmızı başlıklı kız. Adını bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim? Ben bir koşu gidip büyükannene senin geldiğini haber vereyim. Sen de oyalanmadan hemen gel olur mu?
Kurt hemen kırmızı başlıklı kızın yanından uzaklaşmış. Çünkü ormanda yaşayan bir oduncu varmış ve bu oduncu kurdu kızın etrafında görürse onu hemen uzaklaştırırmış. Bu sırada kırmızı başlıklı kız da kurda teşekkür etmiş ve çiçek toplayarak ormandan yürümeye devam etmiş.
Kırmızı Başlıklı Kız kısa bir süre sonra büyükannesinin evine varmış ve kapıyı çalmış. İçeriden ‘’ Kim o? ‘’ diye bir ses gelmiş. Kırmızı başlıklı kız cevap vermiş.
‘’Benim büyükanne. Sana yemek getirdim. ‘’
‘’Kapı açık güzel kızım, gel ‘’ diye seslenmiş içeriden.
İçeride olan aslında Kırmızı Başlıklı Kız’ın büyükannesi değilmiş. Kurt kırmızı başlıklı kızdan daha önce gelmiş ve çok aç olduğu için büyükanneyi bir lokmada yutuvermiş. Sonra da büyükannenin kılığına girmiş. Biraz sonra kırmızı başlıklı kızı da yutacak ve karnını bir güzel doyuracakmış.
Kurt kırmızı başlıklı kızın büyükannesinin geceliğini, başlığını giymiş ve gözlüğünü takmış, yatağına da uzanmış. Kırmızı başlıklı kız içeri girdiğinde kurdu gerçekten büyükannesi zannetmiş. Kurt;
-‘’Elindekileri bırak da yanıma gel kızım.’’ Demiş.
Kırmızı başlıklı kız sepeti masanın üstüne bırakmış ama hemen yanına gitmemiş. Çünkü büyükannesi biraz farklı gözüküyormuş. Kırmızı başlıklı kız sormuş;
-‘’Kolların neden bu kadar büyük büyükanne?’’
‘’Seni daha iyi tutabilmek için ‘’ demiş kurt.
‘’Kulakların neden bu kadar büyük peki? ‘’
‘’ Seni daha iyi duyabilmek için güzel kızım, hadi sen yanıma gel‘’ demiş kurt.
‘’Peki, büyükanne gözlerin neden bu kadar büyük?’’
‘’Güzel kızım benim elbette seni daha iyi görebilmek için ‘’ demiş kurt.
‘’Dişlerin neden bu kadar sivri peki? ‘’ diye sormuş kırmızı başlıklı kız.
‘’ Seni daha iyi yiyebilmek için. ‘’
Kırmızı başlıklı kız bunu duyunca çok şaşırmış. Kurt da birden yataktan fırlayıp kırmızı başlıklı kızı bir lokmada yutuvermiş. Kurdun karnı çok doymuş. Hemen büyükannenin yatağına yatmış ve uyumuş. Ama karnı çok doyduğu için çok fena horluyormuş. Bu horlamayı duyan ve ormanda gezen avcı da, evin içine girmiş. Bir de bakmış ki kurt büyükannenin yatağında yatıyormuş.
-‘’Aylardır seni arıyorum sevimsiz kurt! ‘’ diye bağırmış ve hemen kurdu alt etmiş. Avcı kurdun karnındaki şişliği fark edince hemen aklına büyükannesini yeme ihtimali gelmiş. Kurdun midesini ameliyat eden avcı hem kırmızı başlıklı kızı hem de büyükannesini kurdun midesinden çıkarmış. Sonra da kurdun karnını dikmiş. Çok pişman olup özür dileyen kurtu bir daha insanları yememeye söz verdirip salıvermeye karar vermişler ve öyle de yapmışlar.
Daha sonra kırmızı başlıklı kız ve büyükannesi avcıya teşekkür etmişler ve avcı gitmiş. Büyükannesi ve kırmızı başlıklı kız da annesinin yolladığı yemekleri afiyetle yemişler. Tavşan ormanı da artık kurt olmadığı için eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman olmuş. Herkes mutlu mesut yaşamış.
Resimli Anlatımlı:
Bir varmış bir yokmuş… Uzak mı uzak bir orman köyünde güzel mi güzel küçük bir kız yaşarmış. Bu küçük kız annesi ve büyük annesinin gözbebeği imiş. Büyük annesi bir gün bu küçük kıza güzel bir kırmızı şapkalı pelerin hediye etmiş. Küçük kız bu pelerini çok sevmiş ve üzerinden hiç çıkarmamış. Bu yüzden bu küçük kızın adı ‘kırmızı başlıklı kız’ olarak kalmış.
Günlerden bir gün kırmızı başlıklı kızın büyük annesi çok hastalanmış. Bütün gün yatağında yatıyormuş ve hiç kalkamıyormuş. Kırmızı başlıklı kız büyük annesinin bu haline çok üzülüyormuş. Annesi kırmızı başlıklı kızın çok üzüldüğünü görünce dayanamamış:
ANNE: ‘Canım az önce fırından çıkardığım kekten büyük annene götürmek ister misin?’
Kırmızı başlıklı kız sevinçle yanıtlamış:
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Evet, anneciğim, büyük annemi çok özledim. Hem onu ziyaret ederim hem de kek götürürüm.’
ANNE: ‘Tamam, fakat ormanın içinden geçerken çok dikkatli olmalısın. Yabancılarla asla konuşmamalısın ve çok fazla oyalanmadan geçmelisin. Bunu sakın unutma.’
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Peki, anneciğim, merak etme. Kimseyle konuşmadan hızlıca geçerim.’
Kırmızı başlıklı kız annesini öperek evden çıkmış. Büyük annesini ziyarete gittiği için çok ama çok mutluymuş.
Bir müddet yürüdükten sonra ormanın içine girmiş. Annesinin sözlerini hatırlamış ve çok fazla oyalanmadan yürüyüş yolundan yürümeye başlamış. Bir yandan yürürken bir yandan da etrafta gördüğü çiçeklere ve kelebeklere bakıyormuş. Kelebek ve çiçeklerin güzelliği kırmızı başlıklı kızı adeta büyülemiş ve daha fazla dayanamayarak ormanın içine doğru girmiş. Amacı büyük annesine bir demet çiçek toplamakmış.
Kırmızı başlıklı kız çiçek toplarken arkasından gelen sesi fark etmiş. Korkuyla yerinde zıplamış ve arkasını dönmüş. Karşısında kocaman bir kurt armış ve kırmızı başlıklı kıza bakıyormuş. Kız çok korkmuş.
KURT: ‘Merhaba güzel küçük kız. Benden korkmana gerek yok. Sana asla zarar vermem.’
Küçük kız korkmaya devam etse de fazla belli etmemiş.
KURT: ‘Bu çiçekleri kimin için topluyorsun bakalım?’
Küçük kız kurda bakmaya devam etmiş. Korkmasına gerek olmadığını düşünmüş. Kurt ona çok arkadaş canlısı bir şekilde yaklaşmış ve çok kibarmış.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Büyük annemin evine gidiyorum. Çiçekleri de onun için topladım. Kendisi hasta ve yatıyor.’
KURT: ‘ Çok üzüldüm küçük kız. Bak şu tarafta daha güzel çiçekler bulabilirsin. Bu arada büyük annenin evi ne tarafta?’
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Ormanın sonundaki yolun karşısında. Bu yoldan oraya çıkabilir miyim acaba?’
KURT: ‘Çıkabilirsin küçük kız. Çiçek topladıktan sonra sağ tarafa dön ve düz bir şekilde yürü. Seni gördüğüme sevindim. Kendine dikkat et.’
Kurt hızlı bir şekilde kırmızı başlıklı kızın yanından uzaklaşmış. Amacı büyük annesinin evine gidip onu yemekmiş. Kırmızı başlıklı kız da eve geldiğinde onu da bekleyecek ve onu da yiyecekmiş.
Kurt eve vardığında büyük anneyi bir lokmada yutuvermiş. Çok fazla zaman kaybetmeden onun kıyafetlerinden giymiş, gözlüğünü takmış ve yatağa uzanıp kırmıza başlıklı kızın gelmesini beklemiş.
Kırmızı başlıklı kız ise hiçbir şeyin farkında olmadan çiçek toplamış ve büyük annesinin bu çiçekleri gördüğünde ne kadar çok sevineceğini düşünmüş. Çok fazla geç kalmadan büyük annesinin evine doğru yürümeye başlamış.
Eve girdiğinde sevinçle seslenmiş:
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ : ‘Büyük anne ben geldim.’
Kırmızı başlıklı kız odaya girdiğinde yatakta yatan büyük annesini görmüş. Fakat onun kurt olduğunu fark etmemiş.
KURT: ‘Hoş geldin kızım. Aa çiçek mi topladın benim için?’
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Evet, büyük anne. Annem de kek gönderdi.’
Kırmızı başlıklı kız büyük annesine baktığında bir tuhaflık fark etmiş.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Büyük anne, senin kulakların neden bu kadar büyük?’
KURT: ‘Seni daha iyi duyabilmek için güzel kızım.’
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Peki, gözlerin neden bu kadar kocaman?’
KURT: ‘Seni daha iyi görebilmek için güzel kızım.’
Kırmızı başlıklı kız daha yakından bakmak için yatağa doğru yaklaşmış.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Büyük anne, ağzın neden bu kadar kocaman?’
KURT: ‘Seni daha kolay yiyebilmek için!’
Kurt aniden kırmızı başlıklı kızın üzerine atlamış. Kırmızı başlıklı kız son anda yaptığı hamleyle kurttan kurtulmuş. Koşarak kapıdan dışarı çıkmış ve bağırmaya başlamış.
O sırada yoldan geçen bir avcı kırmızı başlıklı kızın sesini duymuş. Hemen sesin geldiği yere doğru koşmaya başlamış.
Kurt ise kırmızı başlıklı kızı ikinci hamlesinde yakalamayı başarmış.
KURT: ‘Demek kaçacağını düşündün küçük kız. Şimdi seni de tıpkı büyük anneni yediğim gibi bir lokmada yiyeceğim.’
O sırada avcı evin önüne gelmiş ve elindeki tüfekle kurdu öldürmüş. Kırmızı başlıklı kız ağlayarak avcının yanına koşmuş.
AVCI: ‘ Artık korkmana gerek yok küçük kız. Seni kurtardım.’
Kırmızı başlıklı kız ağlayarak cevap vermiş:
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ: ‘Ama o kurt büyük annemi yedi.’
Avcı hemen öldürdüğü kurdun yanına gitmiş ve kocaman karnını keserek büyük anneyi oradan çıkarmış. Büyük anne hala yaşıyormuş.
Kırmızı başlıklı kız büyük annesini görünce çok ama çok sevinmiş. Hemen yanına gidip ona sarılmış. Avcıya da çok ama çok teşekkür etmiş.
Kırmızı başlıklı kız o günden sonra ormandan geçerken dikkatli olmayı, annesinin sözünden çıkmamayı ve yabancılarla asla konuşmaması gerektiğini öğrenmiş.
Yorum Yok