HAYLAZ ÖMER
Ders çalışmayı, kitap okumayı sevmeyen haylaz bir Ömer varmış. Ömer arkadaşları ile top oynamayı, kedisi Ponçik ile oynamayı çok seviyormuş. Ancak akşam olup eve geldiğinde öğretmeninin verdiği ödevleri yapmayı canı istemiyormuş. Haylaz Ömer, sınıfın en tembeliymiş. Üçüncü sınıfa geçmesine rağmen doğru dürüst okuma bile bilmiyormuş. O bütün gününü arkadaşları ve kedisi Ponçik ile oynayarak geçirmek istiyormuş. Birgün Ömer yine ödevini yapmamış. Bu duruma çok kızan öğretmeni Ömeri azarlamış. Öğretmen: – Yeter artık bu sorumsuzluğun! Zeki bir öğrencisin fakat çalışmıyorsun. Yarın anneni okula çağır onunla görüşeceğim. Bunun üzerine arkadaşları Ömer ile ” tembel teneke, tembel teneke” diye alay etmişler. Ağlaya ağlaya evin yolunu tutan Ömer, artık tek dostu olan Ponçiğe sarılmış. Ömer: – Tembel olduğum için kimse beni sevmiyor. Sende benimle alay edip beni yalnız bırakma olur mu Ponçik? Ponçik mırlamış, Ömer Ponçiği sevmiş. Ponçik mırladıkça Ömer onu sevmiş. Akşam olup yemek masasına oturulduğunda, Ömer söylediği tüm yalanları bir bir anlatmış. Bu yalanlar yüzünden çok mutsuz ve pişman olduğunu, öğretmeninin azarını, herşeyi anlatmış. Annesi Ömerin gösterdiği bu cesaret ile gurur duymuş. Anne: – Ömerim korkma. Ben yarın öğretmeninle konuşurum, sonra da iyice ders çalışırız. Sen yeter ki iste. Ertesi gün, annesi ile birlikte okula giden Ömer; öğretmeninden özür dileyip, tembellik etmeyeceğine dair söz vermiş. Sözünde durmuş, inanmış, çok çalışmış ve sınıfın en çalışkanı olmayı başarmıştır. Unutmayın çocuklar; İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR
Yorum Yok