DİŞİ KURDUN DERDİ

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Develer tellal pireler berber iken, ben anamın beşiğinde tıngır mıngır sallanır iken, uzaklarda bir yerlerde kocaman bir orman varmış. Bu orman öyle büyük bir ormanmış ki, bazı yerlerine bırakın insanın girmesini daha hayvanlar bile girememiş, öyle büyük ve karanlık bir ormanmış. Bu ormanda genellikle vahşi hayvanlar yaşarmış. Çünkü vahşi hayvanların en sevdiği yerler bu orman gibi büyük, karanlık, bol ağaçlı, insanların girmediği yerlermiş. Bir sürü hayvan yaşarmış bu ormanda. Kurtlar, ayılar, aslanlar, kaplanlar, yılanlar, ve bir sürü hayvan kimse birbirine zarar vermeden bu ormanda dururmuş. Bu ormanda bir de dişi kurt yaşarmış. Bu dişi kurdun dört tane yavrusu varmış. Bu yavrularına gözü gibi bakıyormuş. Onları eğitiyor, zıplamayı öğretiyormuş. Ama daha fazla doğurmak istiyormuş. Çünkü ne kadar çok çocuk doğurursa o kadar güçlü olacağını düşünüyormuş.

Günler geçmiş, aylar geçmiş. Kurt hala yeni yavrular doğuramamış. Kurt iyice kızmaya, kendi yavrularıyla da ilgilenmemeye başlamış.

Yine bir gün bu vahşi ormanda, maymunlar zıplıyormuş, filler sürürleriyle birlikte geziyorlar, geyikler birbirlerine hikayeler anlatıyor, çakallar ağaçların altında piknik yapıyorlar, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyor, çiçekler mutlu mutlu açıyor, arılar vızır vızır vızırdıyormuş. Yani her şey gayet normal gidiyormuş ormanda. Bizim dişi kurt da yavrularını alıp nehir kenarına inmiş. Nehir kenarında oturmuş. Yavruları da bir köşede kendi başlarına oynuyorlarmış. Kurt onlara bakıp iç çekmiş. Nehirin ötesinde su içen dişi aslanın dikkatini çekmiş bu kurdun iç çekişi. Merak etmiş ve kurdun yanına gitmiş.

-‘ Hayrola kurt kardeş ? Neden dertli dertli iç çekiyorsun ? Sesini karşıdan işittim ve yanına geldim. Bir problemin varsa sana yardım etmek isterim. ‘’ demiş dişi aslan.

Dişi aslanın geldiğini gören kurt baştan pek umursamamış. Benim kendi derdim bana yeter, bir de başkasıyla uğraşamam diye düşünmüş. Ama dişi aslanın söylediklerini duyunca bu düşüncelerinden çok utanmış. Dişi aslana doğru dönmüş.

-‘ Hiç sorma aslan kardeş. Derdim çok büyük. Dermanını bulamam, sende bulamazsın. ‘’ demiş.

Bunun üzerine dişi aslan iyice merak etmiş. Arkasına doğru bakmış. Kurdun dört yavrusu da gayet mutlu bir şekilde oyun oynuyorlarmış. Her şey normal gözüküyormuş.

-‘ Derdini anlatsan belki dermanını da buluruz, ne dersin ? ‘’ demiş.

Bunun üzerine bizim dişi kurt başlamış anlatmaya.

-‘ Benim dört tane evladım var. Ama bu dört evladım bana yetmiyor. Daha çok güçlenmek istiyorum. Ama bu dört evlatla nasıl güçleneceğim ki? Doğurmak istiyorum doğuramıyorum. Benim derdim budur. Var mı sende dermanı ? ‘’ diye sormuş.

Bunun üzerine dişi aslan kocaman bir kahkaha atmış.

-‘ İlahi kurt kardeş. Hiç güleceğim yoktu. Bu mu senin derdin ? Ne olmuş dört tane evladın varsa ? Bak bana. Benim bir tane oğlum var. Onu öyle bir yetiştirdim ki. O kadar güçlü yaptım ki, bak şimdi bu ormanın kralı oldu benim oğlum. Önemli olan kaç çocuğunun olduğu değil, onları ne kadar güçlü yetiştirdiğinde. Eğer doğru bir şekilde yetiştirirsen onlar çok güçlü olur. Onlar güçlü olursa sen de güçlü olursun. ‘’ demiş ve izin isteyip ormanın içine doğru yol almış.

Aslan gittikten sonra kurt düşünmüş. Aslanın dediklerinin aslında ne kadar doğru olduğunu fark etmiş. Önemli olan kaç çocuğunun olduğu değil, onları nasıl yetiştirdiğiymiş. Ve aslanın tavsiyelerine uymaya karar vermiş.

Yorum Bırakınız