Çiçekler Ülkesi
Eski zamanların birinde çiçekler ülkesi olarak adlandırılan çok güzel bir ülke varmış. Bu ülkenin her yeri çiçeklerle kaplıymış. Dünyanın her yerinden insanlar sırf bu ülkeyi görmek için gelirlermiş. Ülke halkının tek geçim kaynağı da ziyarete gelen bu turistlermiş. Turistler gezi sırasında karınlarını doyurmak ve birşeyler içmek istediklerinde bunun karşılığında çok iyi paralar öderlermiş. Ülke halkı halinden memnun bir şekilde yaşayıp giderken bir gün içlerinden birisi ortaya bir fikir atmış. Ülkenin merkezindeki bir alana büyük bir otel yapmalarını önermiş. Böylece gelen turistler burada konaklarlar ve biz de otel sayesinde daha fazla para kazanırız demiş. Daha fazla para kazanma düşüncesi tüm halka cazip gelmiş ve ülkenin merkezindeki bir alandaki çiçekleri sökerek buraya bir otel yapmışlar. Otel sayesinde ülkeye gelen turist sayısı artmış, doğal olarak halkın geliri de çoğalmış. Bir süre sonra daha fazla para kazanmak için ülkeye lokanta, pastane gibi birkaç dükkan yapmaya karar vermişler. Bu kararlarını da kısa süre içerisinde uygulamaya koyulmuşlar. Bir dükkan, iki dükkan derken ülkedeki dükkan sayısı günden güne artmış. Dükkan sayısı artarken bu dükkanları yapmak için çiçekli alanlar yok edildiği için, ülkedeki çiçekler azalmış. Ülke halkının gözünü para kazanma hırsı bürüdüğü için çiçekler yok oldukça ülkelerinin sadece çirkin bir beton yığınına dönüştüğünü farkedememişler. Bu böyle sürüp giderken öyle bir an gelmiş ki ülkede hiç çiçek kalmamış. Çiçekler ülkesinin adını duyup gelen insanlar burada hiç çiçek göremeyince hayal kırıklığı içinde geri dönüyorlarmış. Bu durum sonucunda halkın geliri de günden güne azalıyormuş. Zaman içinde ülkeye hiç turist gelmez olmuş. Halkın elindeki birikim de günden güne azalıyormuş. Ne yapacaklarını kara kara düşünmüşler, bu binaları yıkıp yerlerine tekrar çiçekler dikelim böylece yine turistler gelir biz de karnımızı doyuracak kadar bir gelir elde edebiliriz diye düşünmüşler. Oteli ve tüm dükkanları tek tek yıkmışlar ve yerlerine çiçek tohumları ekmişler. Fakat tüm çabalarına rağmen toprakta bir tek çiçek bile yetişmemiş. Bu durumda her gün birer ikişer aile ülkeyi terketmeye başlamış. Her biri dünyanın farklı yerlerine dağılmışlar, yaptıkları aç gözlülüğün bedelini çiçeklerden mahrum beton yığınları arasında yaşayarak ödemişler.
Yorum Yok