Anne, baba ve iki yavru zürafadan oluşan mini züfara ailesi hayvanat bahçesinde kimsenin olmamasını fırsat bilerek muhabbet ediyorlarmış. Minik yavrulardan birisi “Baba, biz buraya nasıl geldik, bize söylesene hikayemizi.” demiş. Baba zürafa yavrusunun bu isteğini gülümseyerek karşılamış ve başlamış anlatmaya;
Bizim buraya gelmemizin nedeni dedeniz yani benim babamdır yavrularım. Biz zürafalar uzun boynumuz ve uzun boyumuz ile biliniriz değil mi? Ama dedeniz bizlerden çok farklıydı. Kısa bir boynu ve uzamayan bir boyu vardı. Bunun için cüce zürafa derlerdi ona. Çocukluğundan beri sürekli büyük sirklerde gösteriler yapmak hayali olan cüce zürafa, bir gün herkesin onu hayranlıkla izlemesini sağlayacağını söylermiş. Bu sözlerine gülen etrafındakiler, daha boyunun bile kısa olduğunu ve bu şekilde hiç bir özelliğinin olmadığını söylermiş. Bu kötü ve kırıcı sözler cüce zürafayı daha da hırslandırmış ve gizli gizli sanki gösteriye çıkacakmış gibi çalışmalar yapmasına neden olmuş. Bu çalışmalar sonunda bir gösteri hazırlamış ve ormandaki tüm hayvanları davet etmiş. Dalga geçme amaçlı neredeyse tüm hayvanlar oradaymış ve merakla bu cüce zürafanın neler yapmaya çalışacağını beklemeye başlamış. Cüce züfara, sanki çok büyük bir kalabalığın karşısına çıkıyormuş gibi saygı ile selamını verip gösterisine başlamış. İlk başta sadece alay etmek için gelen diğer hayvanlar, cüce zürafanın gösterisini izledikçe hayran kalmışlar. Cüce zürafa gösterisinin beğenilmesine çok sevinmiş ve her fırsatta yeni gösteriler yapmaya başlamış.
Bir gün yine özel gösterilerinden birini sergilerken hayvanat bahçesi avcıları çıkagelmiş. Zürafanın gösterilerini izleyip mutlaka hayvanat bahçesine götürmek istemişler. Cüce zürafa avcıları fark etmiş ancak amaçlarını tam anlamadan karşılarına çıkmamış. Gizli gizli onları dinlemiş ve amaçlarının kendisini yakalayıp hayvanat bahçesine götürmek olduğunu anlamış. Hayvanat bahçesinde insanlara da gösterilerini yapabilir ve daha fazla kişinin kendisinden haberdar olmasını sağlayabilirdi cüce zürafa. Bunun için hemen avcıların önüne çıkmış ve tüm hünerlerini sergilemiş. Avcılar buna çok şaşırmışlar ve cüce zürafayı alarak hayvanat bahçesine götürmüşler.
Cüce zürafa burada kendi türünü görüp çok sevinmiş, her gün gelen ziyaretçilere türlü türlü gösteriler yapmış. Onu hayranlıkla izleyenler sadece insanlar değilmiş. Aynı kafesi paylaştığı annem de onu hayranlıkla izliyormuş. Gel zaman git zaman annem ile cüce zürafa yani babam evlenmiş. O sıralar hayvanat bahçesine her yıl belli zamanlarda dünyaca ünlü bir sirk gelirdi. Cüce zürafa bu sirkte çalıştığını hayal ederdi hep.
Bir gün gösteri yaparken cüce zürafa sirk yetkilileri tarafından görülmüş ve çok ilgilerini çekmiş. Hayvanat bahçesi çalışanları ile görüşen sirk çalışanları, cüce zürefayı da yanlarına alarak dünyanın dört bir köşesini dolaşmaya başlamış. O günden sonra babamı yani sizin dedenizi sadece yılın belli zamanlarında sirk geldiğinde görebildik. Bizden uzakta ama çok mutluydu. İşte bizim burada olma hikayemiz bu.
Babalarını can kulağı ile dinleyen iki zürafa, cüce zürefanın hikayesinden çok etkilenmiş. Artık kafeslerinde dar bir aland olsalarda çok fazla canları sıkılmamış. Her seferinde dedelerinin azmi ve hayali için mücadelesi gelmiş akıllarına ve hallerinden çok memnun şekilde yaşamaya başlamışlar.
Yorum Yok