Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde gökyüzünde kendi halinde uçup duran beyaz bir bulut yaşarmış.
Gökyüzünde salına salına dolaşan bulutları bilirsiniz. Her biri birbirinden farklı, her biri birbirinden güzel ve ayrı özelliklere sahip. Bu bulutlar içinde bir tanesi varmış ki, beyazlığı göz kamaştırır, güzelliği herkesi büyülermiş. Ancak bu beyaz bulutun çok kötü bir huyu varmış. Kibir… Etrafındaki tüm bulutları küçümser, hiç biri ile arkadaşlık kurmazmış bu kibirli bulut. Bir gün yine gökyüzünde salına salına gezerken siyah bir bulut görmüş. “Aaaa sen nesin öyle.” diye alay etmeye başlamış. Siyah bulut; “Senin gibi bende bulutum.” demiş.
“Hadi ya sende mi benim gibisin.”
“Evet.”
“O zaman neden ben bembeyaz parlıyorum da sen böyle kapkara geziyorsun.”
“Çünkü ben yağmur bulutuyum ve o yüzden siyahım.”
“Hah, yağmur bulutuymuş, lafa bak. Sen desene ben çirkinim diye. O yüzden senle ben bir değiliz.” diyerek hızla yanından uzaklaşmış beyaz bulut.
Siyah bulut, beyaz ve kibirli bulutun sözlerine alınmış ama artık alıştığı için pek bir şey dememiş. Beyaz bulut ise “Ayy iyiki üzerime karasından bulaştırmadı.” diye düşünerek yoluna devam etmiş. Biraz daha ilerledikten sonra güneşi görmüş.
“Ooo beyaz bulut gel seni sıcak uzun kollarımla bir sarayım, nasılsın?”
“Ay aman aman uzak dur benden çek kollarını ben sana sarılmak istemiyorum, çok sıcaksın yakarsın beni.”
Güneş, kalbi kırılmış şekilde kollarını yana çeki bulutun geçmesine izin vermiş. Kibirli bulut biraz daha ilerlediğinde tıpkı kendisi gibi bir parlak bir beyazlık görmüş. “Aaa bu da ne?” diye düşünmeye başlamış. Bu beyazlık hızla üzerine geliyormuş ve bir bulut değilmiş. O zaman kuş olması lazım, ancak o da değilmiş. Kibirli bulut ne olduğunu bilmeden bu beyaz kuşa benzer büyük şeyin peşine takılmış. “Merhaba arkadaş olabilir miyiz?”
“Hayır.”
“Ama neden? Bak bende en az senin kadar beyazım.”
“Beni rengin ilgilendirmez çekil önümden rahatsız ediyorsun.”
Kibirli bulut ilk defa bu şekilde kötü ve kaba sözler ile karşılaşmış. Yine de bu hayranlık uyandıran beyazlığın peşini bırakmamış. Bu büyük beyazlık bi uçakmış ve bulutun etrafında olmasından hoşlanmamış. Yolcularının görüşünü engellediği için buluta çok kızmış ve tüm öfkesi ile ona doğru simsiyah dumanını bırakmış. Bulut neye uğradığını anlayamamış ama kötü bir şey olduğunun farkındaymış. Yakınlardaki aynadan yüzüne baktığında biraz önce dalga geçtiği bulut gibi olduğunu görmüş. Etraftan ne kkadar yardım istese de kimse ona yardım etmemiş ve o günden sonra gökyüzündeki siyah ama yağmur yağdırma özelliği olmayan basit ve çirkin bir bulut olarak kalmış. Kendi kendine hep pişman olarak gökyüzünde dolaşmış.
Yorum Yok