BAMBAM VE MİNİK SİNCAP

BAMBAM VE MİNİK SİNCAP

Bir varmış, bir yokmuş… Uzak mı uzak diyarların birinde, ormanların içerisinde, kocaman bir kasaba varmış. Mutlu insanların, güzel çocukların yaşadığı bu kasabada ailesiyle birlikte yaşayan Bambam adında bir çocuk varmış. Bambam ailesiyle birlikte mutlu bir yaşam süren, canı sıkıldığında arkadaşları ile bahçede oyunlar oynayan uslu ve akıllı bir çocukmuş.

Günlerden bir gün Bambam yine bahçeye çıkmış ve arkadaşları ile oyun oynayacakmış. Arkadaşı Tomtom’un evine gitmiş ve kapıyı çalmış. Kapıyı Tomtom’un annesi açmış:

ANNE: ‘Oğlum Tomtom bugün hasta, yatağında yatıyor’ diyerek kapıyı kapamış.

Bambam diğer arkadaşı olan Bombom’un evinin önüne gelmiş. Kapıyı çalmış ve beklemeye başlamış. Fakat kapıyı açan kimse yokmuş. Evde olmadıklarını anlayan Bambam can sıkıntısı ile bahçede bir ileri- bir geri dolanıp durmaya başlamış.

O sırada Bambam’ın aklına çok güzel bir fikir gelmiş. Az ileride kocaman ağaçların ve bir sürü yemişlerin olduğu büyük mü büyük bir orman varmış. Bambam orayı hep merak edermiş fakat diğer arkadaşları gitmekten korktuğu için bir türlü onları ikna edip gidememiş. Bugün yalnız olduğuna göre, ormana gidip kocaman ağaçlardan istediği meyveyi koparıp yiyebilirmiş.

Bambam hemen ormana doğru yürümeye başlamış. Bir yandan da içinden şarkı söyleyip ıslık çalıyormuş. Annesine haber vermesi gerektiğini biliyormuş fakat annesi izin vermeyebilir diye annesine söylemekten vazgeçmiş. Zaten orman çok uzakta değilmiş ve ev ile mesafesi beş dakika bile sürmezmiş.

Bambam ormanın içine girmiş. Ağaçların arasından ve yemyeşil çimenler arasından yürüye yürüye ormanın iç kısımlarına doğru girmeye başlamış. Biraz ileride gördüğü elma ağacının yanına gidip biraz elma koparmak istiyormuş. Elma ağacının yanına geldiğinde elmadan koparmış ve afiyetle yemiş. O sırada biraz daha ilerideki büyük mü büyük ceviz ağacını görmüş. Ağaç o kadar büyükmüş ki dalları gözükmüyormuş neredeyse. Bambam bu ağaçtan ceviz toplayıp yemenin ne kadar keyifli olacağını hayal etmiş. Koşa koşa ceviz ağacının yanına gitmiş ve ağırlıktan eğilen dalların birinden birkaç tane ceviz koparmış. Ağacın dibine oturmuş ve cevizleri yan tarafına koymuş. Bir tanesini eline alarak kırmaya çalışmış. Fakat Bambam ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir türlü cevizi kıramamış. ‘En iyisi elime alayım, evde yerim’ demiş. Fakat bir de ne görsün! Cevizler yan tarafta koyduğu yerde yokmuş. Bambam çok şaşırmış, buraya koyduğunu çok iyi hatırlıyormuş. Ama 4 tane cevizin hiçbiri yerinde yokmuş. Bambam korkarak ayağa kalkmış. Oradan uzaklaşmaya karar vermiş. Fakat cevizleri kimin aldığını da merak ediyormuş. Aklına güzel bir plan gelmiş.

Bambam geri dönerek elindeki cevizi de aynı yere koymuş. Amacı cevizi kimin aldığını yakalamakmış. Cevizi orada bırakıp gidermiş gibi yapmış. Fakat biraz uzaklaşınca hemen bir ağacın arkasına saklanmış ve cevizi bıraktığı ağaç dibini izlemeye başlamış.

Bir müddet sonra minik ve tatlı bir sincap koklaya koklaya ağacın içindeki kavuktan dışarı çıkmış. Etrafına bakınmış ve herhangi bir tehlike olmadığını fark ettiğinde yerde duran cevizi ellerinle tutmuş ve keyifle koklamaya başlamış. Bambam cevizlerini çalanın bir sincap olduğunu gördüğünde daha da sinirlenmiş. Hemen saklandığı yerden çıkarak bir zıplayışta sincabı olduğu yerde kıstırmış. Sincap korku dolu gözlerle Bambam’a bakıyormuş:

BAMBAM:’ işte şimdi yakaladım seni küçük hırsız. Şimdi ne yapacaksın bakalım? Sen benim cevizlerimi alırken utanmıyor musun?’

babam-ve-minik-sincap2

Sincap başını eğerek Bambam’ı dinlemiş.  Sonrasında kendini açıklama ihtiyacı hissetmiş:

SİNCAP: ‘Ben çok özür dilerim fakat cevizleri almak zorundaydım.’

BAMBAM: ‘Neden almak zorundaydın? Çık ağacın tepesine, kendi cevizini kendin topla.’

Sincap eğilerek Bambam’a arka ayağının sakat olduğunu göstermiş.

SİNCAP: ‘Geçen sene bir çocuk bisikleti ile ayağımın üzerinden geçti. O günden beri arka ayağım sakat. Ağaca tırmanamam ya da çok hızlı koşamam. O yüzden yerde duran cevizler benim için çok önemliydi. Almak zorunda kaldım.’

Bambam sincabın sakat ayağına bakarak çok üzülmüş. Sincap ne kadar da sevimliymiş oysaki. Ona bağırdığı ve onu korkuttuğu için de pişmanmış.

BAMBAM: ‘Ben çok özür dilerim sincap kardeş. Senin arka ayağını göremediğim için sana haksız yere bağırdım. Lütfen affet beni.’

babam-ve-minik-sincap3

Sincap Bambam’ın gerçekten üzgün halini görünce onu affetmiş. O günden sonra Bambam ve sincap çok iyi arkadaş olmuşlar. Bambam her gün sincap arkadaşına ağaçtan ceviz toplamış, sincapla birlikte ağacın dibinde cevizleri yiyip sohbet etmişler. İki iyi arkadaş u şekilde hayatlarına devam etmiş.

Gökten üç elma düşmüş. Üçü de Bambam gibi hayvanlara yardım eden, onları besleyen çocukların olmuş.} else {

Yorum Bırakınız