Avcı Ali
Her attığını vuran usta bir avcı olan Ali o gün de tüfeğini kaptığı gibi ormana gitmişti. Acaba bu gün ne avlasam diye düşünürken gözüne hızlıca koşan bir tavşan ilişti. Akşam yemeği için tavşan yahnisi de çok güzel olur diye düşünerek tüfeğini tavşana doğru yöneltti. Yıllardır hep aynı silahı kullanır ve attığını da mutlaka vururdu. Bu eski tüfek nesilden nesile geçen bir aile yadigarıydı. Her attığını vurmasını sağladığı için avcı Ali bu tüfeği çok severdi. Fakat tüfek yıllardır can almaktan yorolmuştu. Hiç kimseye zararı olmayan masum hayvanları öldürmek istemiyordu. Her gece Ali’nin başka bir tüfek alması ve artık kendisini ava götürmemesi için dua ediyordu. Ama işte yine Ali kurşunu doldurmuş bir tavşanı hedef alıyordu. Bu tavşan kim bilir niçin koşuşturup duruyordu. Belki evinde bekleyen yavruları içindi bu koşuşturmacası. Yaşlı tüfeğin gözünün önüne birden öksüz kalan minik tavşan yavruları geldi ve gözleri doldu. Hayır bu tavşanı vurmayacaktı, ona kurşun sıkılmasına engel olmalıydı. Hemen kararını verdi ve avcı Ali tam tetiği çekecekken kendini geri teptirdi. Kurşun namludan çıkmıştı ama tüfek sabit durmadığı için boşluğa gitmişti. Silah sesini duyan tavşan hemen durumu anlamış ve çalıların arasına saklanıp canını kurtarmıştı. Bu duruma çok sinirlenen avcı, bu tüfek artık iş görmüyor diyerek onu çalıların arasına atıp gitti. Yaşlı tüfek orada öylece bir başına kalmıştı. Tüm bu olanları çalıların arkasından gören bir sincap bu durumu ormandaki tüm hayvanlara tek tek anlattı. Ormandaki hayvanlarda bu davranışı nedeniyle tüfeğe teşekkür ettiler ve ona kendileriyle yaşamasını teklif ettiler. Yaşlı tüfek bu teklifi kabul etti ve ormandaki tüm hayvanlar tarafından sevilen bir dost oldu. Yaptığı iyiliğin karşılığında hayatının geri kalanını yemyeşil bir ormanda güzel canlıların arasında geçirdi.
Yorum Yok