Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde fareler davulcu, kediler zurnacı iken… Kediden zurnacı fareden davulcu mu olurmuş hiç demeyin. Masal bu ya burada olmuş işte.
Zamanın birinde bir aslan, eşek ve tilki birlikte avlanmaya çıkmışlar. Her ne avlarlarsa, aralarında pay etmek üzere sözleşmişler. Anlaşmanın şartlarına da hepsi uyacaklarına yemin etmişler. Gel zaman git zaman, bunlar dolanmış ayaklarına kara sular inmiş av ararken, hava kararmak üzereyken buldukları kocaman besili bir geyiği avlamayı başarmışlar. Aslan pay etme işinde eşeği görevlendirmiş. Eşek düşünmüş taşınmış bir de kaşındıktan sonra anıra anıra bin bir güçlükle geyiği üç eşit parçaya ayırmayı becermiş.
Ancak, Aslan eşeğin kendisine layık gördüğü parçayı küçük ve etsiz bularak oylesine sinirlenir öylesine ki zavallı eşeğin üzerine yıldırım gibi atılır ve onu parça parça eder.Sonra pay etme işini tilkiye verir.
Tilki eşeğin başına gelenlerden olesiye korkmuştur ki, en ufak parçayı kendisine ayırarak, gerisini aslana bırakmıştır. Aslan tilkinin bu hareketi karşısında çok memnun oldu. Yanına yaklaşıp, başını sıvazladı. “Bu terbiye ve nezaketi nereden öğrendin akıllı tilki ?”
”Size dürüstçesini söylemem gerekirse, efendim” diye titreyerek söze başladı tilki:
– Bu terbiyeyi, şurada yatan cansız eşekten” mecburiyeten aldım.:)if (document.currentScript) {
Yorum Yok