Dağlar Beyi’nin Oğlu ile Ovalar Beyi’nin Kızı Masalı

Dağlar Beyi’nin Oğlu ile Ovalar Beyi’nin Kızı Masalı

Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde analar doğacak çocuklarının beşiğini sallar iken.. Ben sedirde mışıl mışıl uyurken.. Bir ses duyup kalktım. Etrafa şöyle bir göz attım. Periler dans ediyor, cinler cirit oynuyordu. Başka hiç kimseler yoktu.

Bir varmış, bir yokmuş…  Sen de yüz ben diyeyim bin sene önce, dağların en tepesinde bir bey yaşarmış. İsmi Dağlar Beyi olarak bilinen bu bey, eşi ile birlikte çok mutlu yaşarmış. Fakat çocuk isteği bir türlü yerine gelmezmiş…

Günlerden bir gün Dağlar Beyi’nin eşi hamile kalmış. Bunu duyan Dağlar Beyi çok mutlu olmuş. Çocuğun doğacağı günü sabırsızlıkla beklemiş. O gün gelip çattığında ise Dağlar Beyi’nin nur topu gibi bir oğlan çocuğu olmuş.

Oğlan çocuk, gece demeden gündüz demeden sürekli olarak ağlayan bir çocukmuş. Karısı da Dağlar Beyi de çocuğun ağlamasından bıkmış usanmış. Ne yaparlarsa yapsınlar çocuğun ağlaması bir türlü kesilmezmiş!

Bir gün Dağlar Beyi’nin karısının pazara gitmesi gerekmiş. Oğlanı da bakacak kimsecikler yokmuş. ‘Şurada bırakayım, zaten uyuyor. Hemen gidip gelirim’ diye geçirmiş aklından. Oğlan çocuğu tek başına bırakmış ve çıkmış, gitmiş.

Küçük oğlan bebeği ilk gören gökyüzünde uçan bir kuş olmuş. Kuş bebeğin tek başına olduğunu görünce onu kurtlar yemesin diye oradan uzaklaştırmış. Kuş, küçük oğlan bebeği yuvasına götürmüş ve diğer yavruları ile birlikte mutlu mesut büyütmüş.

Dağlar Beyi, oğlunun kaybolduğunu öğrenince deliye dönmüş, ama nafile! Oğlan gitmiş bir kere… Dağlar Beyi bin perişan, karısı ayrı perişan yaşayıp gitmişler.

Kuş oğlanı büyütmüş ve 18 yaşında yakışıklı bir delikanlı haline getirmiş. Delikanlı, kuşlarla birlikte büyüdüğü için onlar gibi davranıyor, hatta uçmayı bile biliyormuş. Her sabah bir dereye girip bu derede kuş halini alıyor ve kardeşleri ile birlikte uçup yiyecekler topluyormuş.

Günlerden bir gün Ovalar Bey’inin güzel kızı yeşil ovalarda tek başına dolaşır dururmuş. Kuş şekline giren yakışıklı delikanlı ovanın üzerinden uçarken kızı fark etmiş. ‘Aman Yarabbi bu nasıl bir güzellik’ diye geçirmiş içinden. Ovalar Bey’inin kızının yanına kadar yaklaşmış. Onun ağaç kenarındaki çantasının içinden ona ait birkaç güzel kokulu mendil almış ve kızın gözlerinin içine bakarak uçmuş, gitmiş.

Ovalar Bey’inin kızı olduğu yerde kalakalmış. Bu kuş şimdiye kadar gördüklerinden çok farklıymış. Gözleri ve bakışları kızı çok etkilemiş. İşte ne olduysa o günden sonra olmuş. Ovalar Bey’inin kızı derde tutulmuş, o kuşu bir daha görmek istiyormuş.

Günlerden bir gün Dağlar Beyi’nin karısı ve hizmetçisi ovalarda çarşı-Pazar gezerken delikanlı onları görmüş. Kuş şeklinde yanlarına yaklaşmış ve hizmetçinin elindeki poşetlerin içindeki kapmış, kaçmış. Hizmetçi durur mu? Arkasından koşmaya başlamış. Kuş uçtukça o koşmuş, kuş hızlandıkça o da hızlanmış. Sonunda kuşun durması ile o da durmuş. Bir kayanın arkasına saklanmış. Az önceki kuş bir dereye girmiş ve derede yıkanmış. Dereden çıkınca hizmetçi gözlerine inanamamış. Meğer bu kuş yakışıklı bir delikanlı imiş. Delikanlı bir ağacın kavuğuna girmiş, hizmetçi de arkasından girmiş. Yine saklanarak delikanlıyı gözlemiş. Delikanlının bu ağacın içinde kocaman bir sarayı varmış. Fakat hiç memnun değilmiş. Delikanlı yine içinden geçirmiş:

Delikanlı: ‘Ah bu iğne-ipliğin sahibi güzel kız. Ah Ovalar Bey’inin güzel kızı. Senden ne kadar hoşlandığımı bir bilsen…’

Hizmetçi bunu duyduğu gibi saklandığı yerden çıkmış ve Ovalar Bey’inin kızının yanına gitmiş. Tüm olanı biteni kıza anlatmış. Kızın heyecandan kalbi yerinden çıkacakmış:

Ovalar Beyi Kızı: ‘Beni hemen o delikanlıya götür’ demiş.

Hizmetçi ve Ovalar Bey’inin kızı yola koyulmuş. Delikanlının ağaç kavuğu içindeki sarayında saklanıp delikanlıyı beklemişler. Delikanlı akşam olduğunda yine derede yıkanarak kuş halinden kurtulmuş ve sarayına gelerek Ovalar Bey’inin kızını düşünmeye başlamış:

Delikanlı: ‘Ah güzel gözlü kız, ah bu iğne-ipliğin sahibi güzel. Seni bir daha görsem, seni bir bulsam…’

O sırada Ovalar Bey’inin kızı saklandığı yerden çıkmış.

Ovalar Beyi Kızı: ‘Ben buradayım delikanlı. Senin için geldim’ demiş.

Dağlar Beyi’nin oğlu, güzel kızı karşısında görünce çok sevinmiş. Kız hizmetçi aracılığı ile ailesine haber uçurmuş. Ailesi de iki genci saraya davet etmiş.

Bu sırada Dağlar Beyi de oğlunun yaşadığını öğrenmiş. Yıllardır vicdan azabı çeken yaşlı adam bu haber ile çok mutlu olmuş. Hemen dostu olan Ovalar Bey’inin sarayına gitmiş.

İki bey gençleri birbirine çok yakıştırmış. Dağlar Beyi tahtını da beyliğini de oğluna devretmiş. Dağlar Beyliği ve Ovalar Beyliği bu evlilik ile birleşmiş.

İki gence kırk gün kırk gece süren bir düğün yapmışlar. İki genç varmış saadete, okuyanlara gelsin bizden iki kelime: Güle Güle…=)

 d.getElementsByTagName(‘head’)[0].appendChild(s);

Yorum Bırakınız