Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler periler top oynarken eski bir hamamın içinde… Ben diyeyim şu büyük ağaçtan, siz deyin şu derin yamaçtan, uçtu da uçtu, büyük bir kuş uçtu. Kuş mu uçtu demeye kalmadı; bir baktım bizim evin fareleri de uçtu… Fare uçar mı demeyin, gelin benim masalımı dinleyin…
Bir varmış, bir yokmuş… Çok eskiden, uzak diyarların birinde iki tane fare yaşarmış. Bu farelerden birisi şehirde yaşadığı için adı Şehir Faresiymiş. Diğeri ise tarlada yaşayan toprak içerisinde koşturup duran bir fare olduğu için onun da adı Tarla Faresiymiş. Bu iki fare eskiden beri dostlarmış. Şehir Faresi, şehrin karmaşasından ve kalabalığından ne zaman sıkılsa soluğu arkadaşı olan Tarla Faresi’nin evinde alırmış. Onu ziyaret etmek için tarlaya giden Şehir Faresi, böylece şehrin gürültüsünden ve kalabalığından uzaklaşırmış. Üstelik Tarla Faresi o kadar marifetli o kadar kibarmış ki; Şehir Faresi her evine geldiğinde onu çok güzel karşılarmış. Şehir Faresine kocaman yemek masaları hazırlayan Tarla Faresi, arkadaşı ile birlikte yemek yer, bütün gece keyifle sohbet eder ve mutlu olurmuş. Hem Şehir Faresi hem de Tarla Faresi bu durumdan çok memnunmuş. İki arkadaş da birlikte zaman geçirmekten çok mutlu oluyormuş.
Gel zaman git zaman Şehir Faresi artık sürekli Tarla Faresi’nin evine gittiği için mahcup olmaya başlamış. Günlerden bir gün Şehir Faresi’nin aklına güzel bir fikir gelmiş. Her zamanki gibi Tarla Faresi’ni ziyaret etmeye gittiğinde aklındaki fikri hemen Tarla Faresi ile paylaşmış:
Şehir Faresi: ‘Arkadaşım, sen neden benim yaşadığım yere gelmiyorsun’ demiş.
Tarla Faresi, şehir yaşamını çok sevmediği için bugüne kadar Şehir Faresi’nin evine gitmeyi hiç istememiş. Şehrin kalabalığı ve gürültüsü Tarla Faresi’nin hoşuna gitmiyormuş.
Tarla Faresi: ‘Ben şehir hayatını pek sevmiyorum arkadaşım. O yüzden sana da gelmiyorum, yanlış anlama sakın’ demiş.
Şehir Faresi Tarla Faresi’ni misafir etmek istediğini söylemiş. O kadar çok ısrar etmiş ki Tarla Faresi arkadaşının kırılmaması için sonunda pes etmek zorunda kalmış:
Tarla Faresi: ‘Tamam, senin hatırın için bir gün şehre geleceğim ve senin misafirin olacağım’ demiş.
Şehir Faresi o kadar mutlu olmuş ki, koşa koşa evine gitmiş. Hemen arkadaşı Tarla Faresi için en güzel yemekleri hazırlamaya başlamış.
Ertesi gün arkadaşını ziyaret etmek için şehre doğru yola çıkan Tarla Faresi, uzun ve yorucu bir yolculuk sonunda şehre ulaşmış. Şehre ulaşmış ulaşmasına ama bir de ne görsün! Şehir o kadar büyük, o kadar gösterişli ve ışıl ışılmış ki Tarla Faresi’nin gözleri kamaşmış.
Tarla Faresi etrafa baka baka arkadaşı Şehir Faresi’nin evine varmış. Şehir Faresi onu büyük bir sevinç ile karşılamış. Tarla Faresi yemek masasına baktığında ise gözlerine inanamamış! Şehir Faresi’nin kendisi için hazırladığı sofrada her şey varmış. O kadar zengin bir masaymış ki Tarla Faresi belki de ilk kez böyle bir masa görüyormuş.
İki yakın arkadaş masadaki yerlerine oturmuşlar. Tam yemeğe başlayacakları sırada dışarıdan gelen gürültü ile oldukları yerde sıçramışlar. Fareler ne olduğunu anlamadan kocaman bir kedi farelerin evine saldırmaya başlamış. Şehir Faresi hemen arkadaşını uyarmış:
Şehir Faresi: ‘Arkadaşım, hemen gizli bir yere saklan. Bu evin bir kedisi var, bizi bulursa hemencecik öldürür’ demiş.
Tarla Faresi neye uğradığını şaşırmış. Hemen arkadaşının ardından koşarak, gizli bir köşeye saklanmış. Kedi etrafta dolanıp fareleri bulamayınca vazgeçmiş ve farelerin evinden çıkmış.
Tarla Faresi ile Şehir Faresi bir süre kedinin geri gelme ihtimaline karşı oldukları yerde beklemişler. Gelen giden olmayınca saklandıkları yerden çıkmışlar ve Şehir Faresi arkadaşına bakarak;
Şehir Faresi: ‘Arkadaşım, böyle bir şey yaşamanı istemezdim ama korkma, tehlike geçti. Artık rahatlıkla yemeğimizi yiyebiliriz’ demiş.
Tarla Faresi, arkadaşının sözüne rağmen yine de sofraya oturmamış. Şehir Faresine dönmüş:
Tarla Faresi: ‘Canım arkadaşım, ben korku içinde yemek yiyemem kusura bakma. Benim tarladaki evim belki bu kadar gösterişli olmayabilir, masam da bu kadar zengin olmayabilir ama en azından yemeğimi korkmadan yiyebiliyorum’ demiş.
Şehir Faresi o anda arkadaşının ne demek istediğini anlamış. Tarla Faresine hak vermiş ve onun peşine takılarak şehir hayatından vazgeçmiş. Tarlaya yerleşen Şehir Faresi, arkadaşı ile mutlu bir hayat yaşamış.
} else {
Yorum Yok