Yunuslar evrenin en akıllı canlısıdır. Ormanların kralı gücünden ötürü aslanmış ancak denizlerin kralı zekasından ötürü yunusmuş. Yunus öyle güçlü bir hayvan değilmiş. Bir köpekbalığı ile savaşamazmış mesela. Ama yunus öyle zekiymiş ki, her durumun üstesinden ustalıkla gelirmiş. Yunusun deniz krallığını onaylamayan hayvanlar varmış ve kendi aralarında toplanıp konuşurlarmış:
Köpekbalığı: Denizimize komşu denizden bir saldırı olsa, yunus bizi nasıl yönetir. O bırakın 200 köpekbalığını, bir köpek balığına dahi karşı koyacak gücü yok.
Ahtapot: Ben sizler kadar güçlü değilim ama kollarım sayesinde düşmanı etkisiz hale getirebilirim. Onu sımsıkı tutabilirim.
Pirana: Bizlerde küçüğüz ama küçüklüğümüz demek değil ki, biz hiçbirşey yapamayız. Bizler koca bir canlıyı yiyebiliriz. Yunus ne yapabilir?
Deniz anası: Haklısınız, bazı canlıların kral olmaya hakkı yoktur. Belki bende öyleyim. Ancak yunus oyun oynamaktan başka ne yapar ki?
Hayvanlar hep bu şekilde yunus hakkında atıp tutarlarmış. Ve o ihtimal gerçekleşmiş, denizlerine komşu denizden bir saldırı olmuş. Hepsinin paçası tutuşmuş saldırı alarmını duyduklarında. Yunus korkusuzca saldırının olduğu bölgeye gitmiş ve onları deniz altındaki evine davet etmiş. Milyonlarca deniz askeri yunusun evine konuk olmuş. Köpekbalığı, ahtapot, pirana, deniz anası ve daha birçok deniz canlısı kumun dibine girerek gizlenmişler. Yunus dertlerini sormuş, deniz askerleri ise şu şekilde yanıtlamış:” Senden önce köpekbalığı bizim denizimize sefer düzenlemişti. Onun intikamını almaya geldik. ” demişler. Yunus ise ” Ne intikamı ben savaşmak istemiyorum, hatta ayrı ayrı ülkelerde olmak istemiyorum. Gelin kardeş olalım, sizin deniziniz bizim denizimiz, bizim denizimiz sizin deniziniz olsun” demiş. Yunus’un bu sözleri şaşırtmış ama askerleri ikna etmiş.
Ve o günden sonra, denizlerde hiç kaos olmamış, denizler hep sakin ve mutlu kalmış…
Yorum Yok